Page 283 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 283

Gülden Bülbüllere

          Piri Sami Hazretleri:
            —Ama bu emir olacak, bir posta iki aslan sığmaz, ya sen gide-
          ceksin ya ben, demiş. Beşir Efendi:
            —Efendim sen yerinden tedirgin olma, ben giderim, demiş.

            Göndermiş ilkin Bayburt’a gitmiş. Mübarek Paşam Hazretleri-
          nin  köyüne  yakın  bir  kom  varmış.  Paşam  Hazretleri  Aşağı  Lo-
          ri’den, bir de Yukarı Lori var. Yukarı Lori biraz daha büyük bir
          köy. Ama onlar tarikatta çok yakın değiller.

            O köyün bir komu varmış Doğan Aslan isminde. Oraya gitmiş o
          komu satın almış. O Aşağı Lori’de Paşam Hazretlerinin köyünde
          Yusuf  Ağa  varmış  zengin  adam.  Onunla  o  komu  beraber  ortak
          satın  almışlar.  Orada  birkaç  sene  kalmış.  İşte  Paşa  Hazretlerinin
          orada ondan dolayı mübarek Paşam Hazretleri ile tanışmış.
            Dede Paşa Hazretleri de bunu kendi buyururdu ki:

            —Bir gün dediler ki Alaaddin Ağanın konağına bir şeyh gelmiş.
          Kendisi de düğündeymiş, düğün varmış. Tabanca, bıçak, yatağan
          bıçağı  bir  tarafında,  tabanca  bir  tarafındaymış.  Çünkü  köyün  en
          zengini onlar. On sekiz yaşında Alaaddin Ağanın düğünündeymiş.
          Nasıl  demişler  ki  Alaaddin  Ağanın  düğününde  bir  şeyh  gelmiş.
          Oradan hemen sıyrılmış düğünden çıkmış, eve gelmiş, evde silahı-
          nı, tabancasını çıkartmış gitmiş. Gidiş o gidiş işte. Nasıl görmüşse
          Beşir Efendiyi ona tamamen gönlü akmış. İşte düğün, bıçak, kaba-
          dayılık,  efelik  bunların  hepsi  kalkmış.  Ondan  sonra  daha  ondan
          ayrılmamış.
            Dedem sonra mürşid-i sakaleynmiş. Elkabında geçiyor; mürşid-
          i sakaleyn. Mürşid-i sakaleyn her asırda bir tane olur. İki tane de-
          sen olmaz. Çünkü niçin bir tane? Hani burada cinlere bir tane me-
          şayih  her  asırda  olur  da  insanlara  niye  bir  tane  olmuyor?  Çünkü
          insanlar,  cinlerle  bir  değil.  Mesela  Almanya’daki,  Buhara’daki
          veya Pakistan’daki bir insan buradaki bir şeyhi bulamaz. Bilhassa o
          zaman vasıta yok. Şimdi olsa bulur veya bulamaz. Cinler öyle de-
          ğil. Cinler tarfetül ayn yani bir göz çırpmada şarktan garba akıyor-
          lar. Onun için onlara bir tane meşayih kâfi geliyor. İki tane desen
   278   279   280   281   282   283   284   285   286   287   288