Page 29 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 29

Gülden Bülbüllere

          diyor.
            Ve  Tebük  Muharebesinde bu  zuhur etmiştir.  Şehit  olduğu  za-
          man,  böyle  yazılıyor  ki:  vuruyorlar  onun  sağ  kolu  yere  düşüyor.
          Peygamber Efendimiz’in sancağını sol koluna alıyor. O kolunu da
          düşürüyorlar. Peygamber Efendimiz’in sancağı yere düşmesin diye
          iki  dizinin  arasına  alıyor.  Yine  vuruyorlar.  Bu  sefer  şehit  olunca
          bütün  kâfir  ve  Müslüman  görüyorlar.  Yeşil  nurdan  kanatlanıyor,
          cesediyle  uçup  semaya  gidiyor  ve  bunu  Peygamber  Efendimiz
          mescidinde görüyor.
          Muharebe esnasında mescidinde bütün bunları böyle ashabına söy-
          lüyor.  “İşte  şimdi  Zeyd  muharebe  yapıyor.  İşte  şöyle  kırdı  böyle
          kırdı, işte şöyle geldiler.” Bunları, hep mübarek kalkıyor, elleriyle
          de işaret ediyor. Cafer’e yine öyle, Abdullah’a gelince yine öyle,
          Halit’e gelince şöyle yapıyor...  Hep böyle olanları söylüyor.

            Demek ki Peygamber Efendimiz’in nübüvveti aşikâr, zâhirdir;
          velayeti ise gizlidir.
          Ama nübüvvetinde tabii ki bir cismi var. Ona gelen bir emir var.
          Ama velayetinde bunun cismi yok. (GBT)
          ...
               Bu tarikatın amelleri bütün, Peygamber Efendimiz’den geliyor.
          Bu ise zaten Tarikat-ı Muhammediye’dir.
          Tarikat-ı Muhammediye, Şeriat-ı Muhammediye var değil mi?
          Şeriat-ı Muhammediye nübüvveti, zâhir ulema, zâhir şeriatıdır.
          Tarikat-ı Muhammediye de Peygamberimizin velayetinden gelen-
          dir.  Velayet  yönüyle,  velayet  yoluyla  gelen,  velayetlerden,  yani
          bâtından gelendir.
            Zâhir ulema var, bâtın ulema var.
          Zâhir ulema kim? Zâhir ulema hocalar, müftüler, vaizler.
          Bâtın ulema kim? Bâtın ulema da meşayihler.
            Fakat bunlardaki fark nedir?
          Bunlardaki fark, bâtın ulema ledünni ilmini okumuştur, zâhir ule-
          ma ledünni ilmi okumamıştır. Bâtın ulema o kitaptaki bildiklerini
   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34