Page 31 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 31
Gülden Bülbüllere
—Niçin acele ettiniz? Biz hırkanın hakkını icra ediyorduk, hak-
kını ödüyorduk. Ümmeti Muhammed’in günahkarlarının dörtte
üçünü Allah’a affettirdim, geri kalan birini de affettirmek istiyor-
dum, beni kaldırdınız, diyor.
Şimdi buradan da ne anlaşılıyor? Zâhirde Allah’ı görüyor, yine
Allah’tan isteseydi, ayıkken de isteseydi. Demek ki hal sahibi ve-
yahut maneviyat sahibi, o istekte ne oluyor? O istekte bir başka hal
tecellî ediyor, başka bir âleme geçiyor. Orada başka bir istek olu-
yor, onda başka bir arzu oluyor. Bundan bu anlaşılıyor.
Şu da var:
Peygamber Efendimiz, Bedir Muharebesi’nde toprak attı, düş-
man basıldı. Ayet-i kerime nazil oldu: “Habibim o toprağı sen
16
atmadın, biz attık ” buyruluyor. Peygamber Efendimiz bütün sa-
vaşlarda o toprağı atsaydı, mağlubiyet görmeseydiler. Uhud Muha-
rebesi’nde mağlup oldular, Huneyn Gazası’nda mağlup oldular.
İşte demek ki veliler olsun, nebiler olsun, onların her zamanları
bir değil. Zaten Peygamber Efendimiz ne buyuruyor hadisinde?
“Bizim öyle zamanımız oluyor ki arş, kürs, levh, kalem bizim yanı-
mızda bir zerre kalıyor, onları hep seyrediyorum. Öyle zamanım da
oluyor ki yanımdaki Aişe’yi bile göremiyorum, bilemiyorum. ”
17
Şimdi demek ki Veysel Karani Hazretleri’ni ayılttılar. Fakat
onun an’ı vardı, geçti o. Hani onda bir sıfat tecellî etmişti, sonra o
sıfat ondan geçti.
Bu gibi şeylerin tecellî anında, Cenabı Hakk’ın sıfat-ı subutiy-
yesi onda tecellî ediyor, o sıfatta istiyorlar ve o sıfatta Allah halk
ediyor.
Ebu Bekir-i Sıddık Hazretleri de bir ölmüşü diledi, Cenabı Hak
bir ölü kimseyi diriltti getirdi. Ama Cenabı Hak hadisi kutside
buyuruyor ki: “Eğer o Sıddık kulum, sadece onu diledi. O muhare-
bede bütün ölenleri isteseydi, bütün hepsini diriltecektim.”
16 Enfal 8:17
17 Mevâhibü’l-ledünniyye