Page 64 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 64

Altın Silsile                                            47

          Hazreti  Ali  Efendimiz  gittiler.  Savaş sırasında  Hazreti  Hamza’ya
          kılıç geldi. Karşı tarafı parçaladı.
            Peygamber  Efendimiz  o  sırada,  Ali’ye  “tut  da  getir”,  diyor.
          Bunlar gidip getirelim diye telaşlandılar. Ebu Cehil orada direndi.
          “Onların da kanını almadan gitmem”, dedi. Süvâri şeklinde şeytan
          geldi.  Meydanda  idi,  meydandan  kaçtı.  Cebrail  indi.  Peygamber
          Efendimiz sordu:
            —Ya Ali, o kaçan kimdi?
            O da cevap veriyor:
            —Ya Resulallah, gönlüme geliyor ki o şeytandır.
            Hazreti Ali Efendimiz o sırada diyor ki:
            —Ya  Rabbi,  senin  Habibinin sözü  geri mi  kalacak?  Beni  ona
          yetiştir, diyor. Ve yetişiyor tutuyor.

            —Şeytan ne yapıyorsun, diye soruyor.
            —Bana Allah ömür vermiş, güç vermiş, diyor.
          Hazreti Ali Efendimiz dönüyor, Peygamber Efendimiz’e anlatıyor.
          Şeytana koşup yetişince şeytanın ne yaptığını söylüyor.
               Orada durum şudur: Karşı tarafta bin tane yayalar var, atlılar
          var, silahlılar var. Burada Hak tarafından Peygamber Efendimiz bir
          avuç  toprak  aldı.  Karşı  tarafa  doğru  savurdu.  Allah  o  sırada  bir
          rüzgâr verdi. Rüzgâra emretti. O da karşı tarafın gözlerine doldur-
          du. Şimdi burada kırk kişinin gözleri bağlı olsa gözü açık bir insan
          bir anda onları mağlup eder. İşte orada kaçan kaçtı, ölen öldü. Sağ
          olan esir oldu.
            İşte iki defa toprak atmış Peygamber Efendimiz. Birincisi Hic-
          ret’te, ikincisi de Bedir Muharebesi’nde.
            Uhud Muharebesi’nde de yenildiler. Zâyiat verdiler. Orada da
          bir avuç toprak ataydı. Niye atmadı? Veya başka yenildikleri mu-
          harebelerde de bir avuç toprak ataydı. Niye atmadı? Demek ki o bir
          avuç  toprak  attığı  zaman  Peygamber  Efendimiz  kendi  iradesinde
          değil, Allah’ın varlığı onda tecellî etmiş. O el Peygamber Efendi-
          miz’in eli değil, Allah’ın eli olmuş. Küfrün karşısında çarpışıyor-
          lar. Küfür ile iman birbirinin zıddı. (GB2)
   59   60   61   62   63   64   65   66   67   68   69