Page 60 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 60
Altın Silsile 43
Herkes şaşırıyor. Ebu Cehil Peygamber Efendimiz’in kemerin-
den tutuyor. Sanki orada kurşunlanmış gibi. Bir türlü kımıldatamı-
yor. Zorluyor, zorluyor... Kuvveti kesiliyor.
Peygamber Efendimiz “Otur! Bir saat dinlen.” diyor.
Bir daha zorluyor. Yine:
“Bir saat daha dinlen.” diyor. Sonra Ebu Cehil’in burnundan
kan geliyor. Peygamber Efendimiz’i yerinden oynatamıyor. Sıra
Peygamber Efendimiz’e gelince babası ve tarafları kılıçla yürüyor-
lar. Peygamber Efendimiz’e tutturmak istemiyorlar. Hamza hemen
kılıcının çekip yürüyor.
—Ölme olacaksa hepinizden önce ben öleceğim. Durun burası
er meydanı, güreş meydanı. Benim yeğenim onun hırkasını bir
tutsun. Kılıç mı vuracağız yoksa sulh mu olacağız.
Hz. Hamza’dan çok yılmışlar, çok korkmuşlar. Hepsi geri duru-
yorlarmış.
—Ya Muhammed tut. Sen de tut hasmından, diyor.
Peygamber Efendimiz, onu tutunca kaldırıyor. Başını çeviriyor,
çeviriyor. Arkasını yere vuruyor. Bu kafirin ondan sonra küfrü
artıyor. Peygamber Efendimiz’e karşı düşmanlığı artıyor.(GB1)
…
Peygamber Efendimiz zamanında dini tebliğ ettiği zaman, Pey-
gamber Efendimiz’e inananlar 39 kişi idiler. Gizli amel yapıyorlar-
dı, gizli namaz kılıyorlardı, gizlice ezan okuyorlardı, kâfirler duy-
masınlar diye.
Hz. Ömer Müslümanların 39’uncusu. O ne zaman Müslüman
oldu ise, İslâm da âşikâr oldu. Ama bunu Resulullah, Allah’tan
diledi. “Ya Rabbi, sen bu iki Ömer’in birisi ile bu dini yücelt!” İki
Ömer’in birisi Ömer bin Hattab, biri de Ömer bin Hişam. Ömer bin
Hişam: Ebu Cehil. Ömer bin Hattab: Hz. Ömer. Bunların ikisi de
Mekke-i Mükerreme’de sayılı insanlardı. Ömer bin Hişam çok
zenginmiş. Ömer bin Hattab da gözü çok ateşli. Ölümden yılmayan
birisi. Hatta Hicret emri geldiği zaman:
—Herkes bildiği yerlere gitsinler, burayı boşaltın, dedi.