Page 59 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 59
Gülden Bülbüllere
oğlanı evlere sokturuyor. Hep kaçıyorlar. Evlere giriyorlar. Bunu
görünce Mekke halkında bir şaşırma oluyor gencinde, kocasında.
Bu ne kuvvet! Bu ne azamet!
Ebu Cehil bu durumu görünce:
—Niçin şaşırıyorsunuz. Gelsin güreşelim, diyor.
O zaman Ebu Cehil’e itibar eden çok. Diğer tarafta Benî Hâşim
kabilelerinden, Peygamber Efendimiz’in amcaları:
—Ya Muhammed böyle bir teklif var. Ne dersin?
—Bizi mahcup eder misin? diye soruyorlar.
O da: “İnşallah mahcup etmem amca.” diyor.
Bunlar şimdi güreşe karar veriyorlar. Ama öyle rastgele değil.
Gün tayin ediyorlar. Şart koşuyorlar. Şartları da şu: Hangi taraf
yenilirse Mekke halkının tümüne ziyafet verecek. Mekke halkı
buna seviniyorlar. Kararlaştırdıkları gün geliyor. Ebu Cehil so-
yunmuş. Güreş elbiselerini giyinmiş. Peygamber Efendimiz normal
elbisesi ile geliyor. Hiç değiştirmiyor. Amcaları diyorlar ki:
—Oğlum bak, Ebu Cehil giyinmiş hazırlanmış. Eğer korkuyor-
san vazgeçelim.
Peygamber Efendimiz: “Hayır korkmuyorum. Ben böyle gide-
ceğim.” diyor.
Ebu Cehil soruyor:
—Sen güreşmeye gelmedin mi? Eğer korkuyorsan güreşmeye-
lim.
“Hayır korkmuyorum. Yalnız ben senin dediğin gibi güreşmeye-
ceğim.” diyor.
Beline bir kemer bağlıyor. “Sen de bağla. Evvela sen benim
kemerimden tut. Sen beni ileri, geri, sağa, sola yerimden kaydırır-
san, sen beni basmış olacaksın. Ben de senin kemerinden tutaca-
ğım. Seni yerinden kaydırıp yere vurursam ben seni basmış olaca-
ğım.” diyor
Bu kararda aralarında fark var.