Page 148 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 148
Aşk ve Mahviyet 143
O kerametten de geçmek için, ilimden de geçmek için, kendi
varlığından da, terk-i can, terk-i cisim olmak için bir mürşide ihtiyaç
varmış. Mürşidi olmayan bir insan terk-i vücut, terk-i cisim olamıyor.
Çünkü bir Evliyaullah’ın velayetinde bir insan varlığını bitirmedikten
sonra hakikatine ulaşamıyor.
Bir defa bir insan, hak talibi, hakkı talep eden bir kimse fenâfişşeyh
olacak.
Cenabı Hak “Kulum iste vereyim” diyor. Fakat insanlar için bu
istekler çoktur. Çok maddi, manevi, dünya, ahiret istekleri vardır. Ama
bunlar nefsani isteklerdir. Ruhun tek bir isteği vardır. Nedir ruhun
isteği?
Allah’tan ayrılmış Allaha ulaşmak ister. Tek bir istek vardır.
Ancak ruhun bu isteğe ulaşması terk-i cisimle olacak, terk-i canla
olacaktır.
Onun için buyuruyor ki;
Kıyamazsan başa cana ırak dur girme meydana
Bu meydanda nice başlar kesilir hiç soran olmaz
Hak ile hak olanlara, kendi özün bilenlere
Dost yolunda ölenlere kan bahası dinar olmaz
Bak şu Mansur’un işine halkı toplamış başına
Enelhakkın feraşına düşenlere tımar olmaz
…..
Eğer aşık isen yâre, sakın aldanma ağyâre
Düş İbrahim gibi nâre, o gülşende yanar olmaz
Bu kelamlara bak. Sonra bir kelam da vardır ki;
Başını top eyleyip gir vahdetin meydanına
İnsanlar vahdeti vücuttan bahsederler; ama vahdeti vücuda
ulaşmayan, vahdeti vücut olmayan insan nasıl bahseder ki?
Hayatî yerler oralar. Ama vahdeti vücuda ulaşmak için insan nasıl
olacakmış?