Page 38 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 38
26 Gülden Bülbüllere
Cenab-ı Hakk: “Kulum nasıl zannederse ben öyle halk ederim”
buyuruyor. Tabii ki onların zanları batıl, ama yine halk eden Allah.
Niçin? Sadece Müslümanların Allah’ı değil, inananların Allah’ı değil,
onların da Allah’ı. Onların da isteklerini Cenab-ı Allah yerine getiriyor,
ama dünyada! Onların arzu ettikleri dünyadadır, ahirette yoktur.
***
Mürid üçe ayrılıyor: Göz müridi, gönül müridi, ruh müridi. Göz
müridi kerametle geliyor. Onun sonu gelmiyor. Gönül müridi sev-
miş de gelmiş. Noksanlık da görse yine ondan kopamıyor. Yine se-
viyor.
Sevdim seni terk eylemenin çaresi yoktur
***
Bizim tarikatımızda en önemli belirti (müride) ilk andan itibaren
muhabbetin verilmesidir.
Bir de halvette muhabbete ulaşmakla kesrette muhabbete ulaş-
mak çok farklıdır. Bu hususta bir hikâye vardır. Ahmed-i Bican
Efendi’nin “Ahmediye” isimli kitabında yazıyor: İki kardeş varmış.
Birisi dağda çobanmış. Diğeri de şehrin merkezinde kundura yapar-
mış. Çoban dağda çobanlığını yaparken orada keramete ulaşmış. Ke-
rametini kardeşine göstermek için sütü küleğe sağmış, tülbende dök-
müş, getirmiş kardeşine. Tülbent sütü akıtan bir bez. Kış mevsimi,
hava da soğuk. Gelmiş kardeşinin yanına.
˗ Selamun aleykum. Kardeş, sana süt getirdim!
demiş (ve tülbentteki sütü) oraya, duvara asmış. Biraz sonra güzel
bir hanım gelmiş. Kolunu döşüne getirince bileğini görmüş. Çoban
bakmış, şehvet hâli belirmiş kendisinde. Oradan süt akmaya başla-
mış, kerameti bozulmuş. Kardeşi:
˗ Ne yaptın kardeş? Sütün aktı. Kendine sahip ol!
(demiş). Hanım gitmiş, süt de akıp bitmiş.
˗ Bak bana! Ninem de dağın başında keramete ulaşır.
demiş.