Page 43 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 43
Tasarruf 31
Çünkü Cenab-ı Hakk: “Ve lekad kerremna Benî Adem’e” buyu-
ruyor. Kerameti, evliyayı inkâr etmek küfürdür.
***
Her zaman “Bismillah destur” dersek, biz sıkıldığımızda “Bis-
millah meded” dediğimiz zaman o manevî el bize ulaşır. O manevî
el nedir? Evliyaullah’ın batın elidir. Çünkü Evliyaullah’ta batın eli
var, batın kulağı var, batın gözü var, batın dili var, batın ayağı var.
Bu batın ayağı olunca, Nakşıbendî Efendim’iz Hazretleri, Ha-
vace Abdulhalık Gücdüvanî Hazretleri tayy-i mekân yapmışlar, (bu
hâl) onlarda aşikâr görülmüş.
Bazıları aşikâr görülmüş. Niye görülmüş? Bu nimetin var oldu-
ğunun bilinmesi için bazen aşikâr etmişler, herkes için değil. As-
lında Cenab-ı Hakk peygamberlere mucizeyi vacib kılmış, velilere
kerametin gizlenmesini de farz kılmış.
Fakat bazen tasarruflarını o kadar aşikâr etmişler ki manevî gü-
cünü göstermişler. Nizameddin Hamuş Hazretleri Sadeddin-i Kaş-
garî Hazretleri’ni halife çıkarıp irşad ettiği zaman diyor ki;
˗ Ya Sadeddin! Cenab-ı Hakk’tan tecelli eden celal sıfatını
ben muhafaza edemedim, gizleyemedim, bunu kullandım.
Bunun nedametini, mahcubiyetini dünyada da ahirette de
çekerim. Sen sakın ha celal sıfatını tecelli ettiği zaman kul-
lanma.
***
Muhammed Parisa Hazretleri, onda tam manasıyla kemalat mev-
cut olduğu hâlde, hiç kerametini göstermemiş.
Mesela Hazret-i Ömer’in (ra) -bütün ulemanın beyanıyla ve çok
sahih rivayetlerle anlatıldığı gibi- ıraktaki (uzaktaki) ordu komutanı
Sariye’ye hitap etmesi ve ona görünmesi var.
˗ Ya Sariye, ile’l cebel! [Ey Sariye! Dağa doğru (çekil)!]
diyor. Sariye, Hazret-i Ömer’in el işaretini görüyor, sesini de işiti-
yor.