Page 54 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 54

42                                          Gülden Bülbüllere

          rahim dedem seli duyunca gelmiş, damadının çamur taşıdığını gö-
          rünce -ferasetli biri tabii- diyor ki: “Ağa, bacaya çamur lazım diye
          az kalsın köyü sele verecektin.”
                                      ***
            Babam Efendi Hazretleri’ni ameliyat olması için İstanbul’da has-
          taneye  yatırdık.  Babamın  üstünü  çıkardılar,  ameliyat  elbiselerini
          giydirdiler ve ameliyata götürdüler. Ben de arkasından baktım, ağ-
          ladım.  Elbiselerini  odasında  topluyordum.  Pantolonunun  cebinde
          para vardı. Paraları aldım ceketinin iç cebine koydum ve askıya as-
          tım. Babam ameliyattan çıktı, birkaç gün sonra da taburcu oldu. Has-
          taneden ayrılıyorduk, babam bana dedi ki:
              ˗  Oğlum Avni, hasta bakıcılara para ver.
            Ben sağımı solumu yokluyordum ki dedi ki:
              ˗  Oğlum, ne arıyorsun? Benim cebimdeki parayı ceketimin
                 cebine koydun ya!
            Babamın ceketinin cebindeki paraları aldım, hasta bakıcılara da-
          ğıttım.  Babam  ameliyattayken  parayı  ceketin  cebine  koymuş  ve
          bunu kendisine söylememiştim. Benzeri olaylarla hayatımızın bütü-
          nünde karşılaşıyor, sanki doğalı böyleymiş gibi şaşırmadan benzeri
          olağanüstü olaylara şahit oluyorduk.
                                      ***
            1985’in on ikinci ayında olması lazım. Efendim umreye gidiyor,
          Hüseyin  Efendi’nin  doğumu  da  çok  yakın.  Arabadayız.  Arabayı
          abim sürüyor, ben de Hacı Anne ile arkada oturuyorum. Hacı Anne
          Efendim’e sordu:
              ˗  Bu çocuk doğacak, ama isim koymadan gidiyorsun!
            Efendim de:
              ˗  Hüseyin olsun, Hüseyin Efendi olsun!
          buyurdu. Babasının adı ya! Sonra Hacı Anne tekrar sordu:
              ˗  Ya kız olursa?
            Efendim hiç ses etmedi. Hacı Anne bir daha sordu:
              ˗  Ya kız olursa?
   49   50   51   52   53   54   55   56   57   58   59