Page 121 - Salih Baba Divanı
P. 121

1- Ârâ: Mıntıka, bölge; hal.
      2- Dil levhi: Gönül levhası.
      3- Ebced: İşin aslına, tarihine
        ait hakikat ifadesi.
      4- Devlet-i Dârâ: Hükümdar ve
        devlet  sembolü  olan  Pers   97
        hükümdarı Darâ veya Dar-
        yus.                    Ben himmet-i pîrimle bu ârâyı da bildim           1
      5- Firkat: Ayrılık.       Kimden imiş ol bendeki yârâyı da bildim
      6- Od: Ateş.
      7- Kalem: Cenâb-ı Hakk'ın ya-
        ratıkları  olan  kainattaki  ol-   Dil levhine seyr eyler iken ebcedi buldum   2-3
        muş ve olacak şeyleri Levhi   Ebcedde olan devlet-i Dârâ'yı da bildim     4
        Mahfuz'a  kaydeden  kudret
        kalemidir.              Firkat oduna yandırıcı cümle kalemdir          5-6-7
      8- Ağ: Ak, beyaz.         Nakş eylediği ağ ile kârâyı da bildim
      9- "Allemel  esmâ  ":  "Adem'e                                              8
        bütün isimleri öğretmişti."
        (Bakara; 31)            Hayretde kalıp benliğimi şeyhime verdim
      10- Remz: İşaret, işaretle anlatma.   Cân bahş edici "allemel-esmâ" yı da bildim   9
      11- Fehm: Anlama, anlayış.
      12- Cem ile fark: Vücudların tek   Remz ile gönül fehm edeli cem ile farkı
        bir asıldan gelmesini ifade                                         10-11-12
        eden cem veya Vahdet-i   Çıktım aradan "lâ" ile "illâ"yı da bildim
        Vücud ile Allah'dan gelme-
        sine rağmen her yaradılışın   Gam çekme gönül bu da geçer devr-i beşerdir   13
        da ayrı varlık ve vücudu ol-   Hem seng-i mücevher ile hârâyı da bildim   14-15
        duğunu  bildiren  Vahdet-i
        Şuhut veya fark hali.
      13- Devr-i beşer: Dünyaya gel-   Bu akl-ı meâşım beni çok dâma düşürdü   16-17
        me ve geldiği yere dönme   Hem âlem-i ulyâ ile süflâyı da bildim      18-19
        hali.
      14- Seng-i mücevher: Mücev-   Aldanmazam elvân ile eşkâline zîrâ           20
        her taşı.
     15- Hârâ: Mermer.          Kahrına düşüp âhiri me'vâyı da bildim            21
      16- Akl-ı meâş: Dünyada geçim
        işlerinden başka  idraki  ol-   Dil şehrine bir sâye salıp şems-i hakîkat   22
        mayan akıl.             Âdemde olan rûh-u musaffâyı da bildim            23
      17- Dâme: Tuzağa.
      18- Âlem-i ulyâ: Yüce âlem.   Cennette iken dâne için dâme tutuldum
      19- Süflâ: Aşağı âlem, dünya.                                           24-25
      20- Elvân, eşkâl: Renk ve çeşi-   Âhir gezerek Kâbe-i Ulyâyı da bildim     26
        di-şekil.
     21- Me'vâ: Yurt, mesken.   Rahm eyledi bu abd-i zelîline Muhammed           27
      22- Sâye: Koruma, sahip çıkma,   Sâmî'deki enfâs-ı Mesîhâ'yı da bildim     28
        gölge.
      23- Rûh-u  musaffâ:  Safiyetini
        bulmuş ruh.             Hem ismi Muhammed dahi hem nûr-u Muhammed
      24- Dâne: Buğday.         Hem zât-ı Ahad işbu muammâyı da bildim
      25- Dâm: Tuzak.
      26- Kâbe-i Ulyâ: Yüce Kâbe.   Salih ise gönlündeki hâr u hası bilmez       29
      27- Abd-i zelîl: Aşağılık kul.   Hem himmet-i pîrim ile Mevlâ'yı da bildim
      28- Enfâs-ı Mesîhâ: Hz. İsa'nın
        nefesi, velâyet.


                                                        116
   116   117   118   119   120   121   122   123   124   125   126