Page 117 - Salih Baba Divanı
P. 117
94
1- Bûy-u Muhammed: Pey- Gelir bûy-u Muhammed gül yanağından senin şâhım 1
gamberimizin kokusu. Dem-i İsâ zuhûr eyler dudağından senin şâhım 2
2- Dem-i İsâ: Hz. İsa'nın nefe-
si, sözü. (Mürşidin sohbeti Harâmî gözlerin âşıkların bağrın kebâb eyler 3
ile ölü kalblerin dirilmesi). Atar gamzelerin tîri kabağından senin şâhım 4
3- Harâmî: Haydut, yol kesen.
4- Tîri kabak: Oku okluğundan. Hızır âb-ı hayât için nice zulmetleri geçti
5- Âb-ı hayât: Hayat suyu. 5
6- Sâlik: Sülûk eden, mürid. İçer sâliklerin âb-ı zülâlinden senin şâhım 6-7
7- Âb-ı Zülâl: Saf ve tatlı su,
şerbet. N'ola azm ettin ise Hazret-i Pîrin makâmına
8- Bûyu otağ: Makamının ko- Gelir nisbetlerin bûyu otağından senin şâhım 8
kusu.
9- Firâk: Ayrılık. Senin hasret firâkından bu gönlüm andelîb-âsâ 9-10
10- Andelîb-âsâ: Bülbül gibi. Ebed ayrılmazam verdin budağından senin şâhım 11
11- Verd: Gül.
12- Garibim, dert ortağım yok, Garîbem hem-demim yoktur enîsim mûnisim sensin 12
yakınım, dostum sensin. Dilerem sıbğa-i devlet boyağından senin şâhım
13- Sıbğa-i devlet boyağı: Dev- 13
letli boyası (Allah boyası).
14- Saâdet şeb-çerâğı: Mutlu- Karardı kalbimiz şâhım ikilik mâcerâsından
luk veren aydınlık. Ziyâlandır saâdet şeb-çerâğından senin şâhım 14
15- Hidâyet neyyiri: Hidâyet
nûru. Hidâyet neyyiri şeyhim Muhammed Hazret-i Sâmî 15
16- Bir dem: Bir an. Ayırma başımı bir dem ayağından senin şâhım 16
17- Hulûs: Halislikle, özden, sa-
mimi. Menem Salih hulûs ile kapında durmağa geldim 17
18- Hüsn-ü bâğ: Güzellik bah- Hakîkat gülleri hüsn-ü bâğından senin şâhım 18
çesi.
112