Page 122 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 122
116 Gönlümüz Beraber
Efendim Necati Ağabey’in yanına girdi, Necati Ağabey ya-
taktaydı. Aralarında özel bir görüşme oldu, Necati Ağabey ağladı.
Efendim dua etti, sonra vedalaşıp ayrıldık.
Efendim Erzincan’da çok farklı oluyordu. Sabavetinden
başlayarak önemli zuhuratları yaşadığı memleketinde çok cemalli
oluyordu ve biz de çok enteresan hadiselerle karşılaşıyorduk.
Efendim’in Tahsilimi Takibi
1994 yazı Erzincan’da uzun süreliğine kalıyoruz, doktora-
mın da ikinci senesini geçmişti. Bir keresinde Efendim’in yanına
oturdum. Durduk yere:
˗ Sınavın ne zaman?
diye sordu. Ben de kendi kendime “Ne sınavı!” dedim. Zaten yaz
tatili, okullar kapalı, öğrenci yok, ders yok, sınav yok! “Bu sefer
Efendim’e cevap vermem lazım” diye düşündüm ve başladım lafı
gezdirmeye, edebiyat yapmaya…:
˗ İşte, Efendim Eylül’de okullar açılacak. Öğrenciler ders ala-
cak. Ondan sonra biz onlara sınav yapacağız.
Ben o zaman üniversitede asistanım yâ, sınav deyince ak-
lıma o geldi, hikâye anlatıyorum. Efendim de:
˗ Peki.
dedi ve sustu. Bir müddet sonra salondan ayrılıp hâne-i saadetlerini
teşrif etti. Aşağı indim, yukarı çıktım, kafamda dolandırıyorum,
“Acaba Efendim bunu niye sordu?” diye düşünüyorum. Çünkü niye
sorduğunu anlamamıştım. Sonra aniden doktora yeterlilik sınavım
olduğu aklıma geldi. Sınavı unutmuş ve çalışmaya da başlamamış-
tım. Kendi kendime “Demek ki Efendim benim yeterlilik sınavımı
sormuş!” dedim. Efendim teşrif ettiğinde hemen yanına gidip otur-
dum ve:
˗ Efendim, bir ay sonra yeterlilik sınavım var.
dedim. Sonra hiçbir şey yokmuş gibi:
˗ Okullar ne zaman açılacak?
diye sordu. Hemen gafletimin üstünü kapatıyor!