Page 125 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 125
Ruhumuz Beraber 119
˗ Ne olur Efendim, Ereğli’ye de gidelim, oradan dönelim.
Çok özendik.
dedik. O da:
˗ Peki, Ereğli’den dönün.
buyurdu.
1991’de Ereğli’de Yaşananlar
Yine Ereğli’ye şehirlerarası otobüsle gittik. Terminalde inip bir tak-
siye bindik. Taksici taksimetreyi açmadı. Ben de “Niye açmadın?”
dedim. Adam vardığımız yerde bize bağırdı çağırdı, paramızı da al-
madı ve bizi arabadan attı.
Efendim Bünyamin Hocamın evinde kalıyordu. Kapıyı çal-
dık. Tabii Ereğlili ihvanlardan kimse yok daha. Efendim yeni teşrif
etmiş. Hane halkı “Efendim istirahat edecek. Kimse yok.” dediler.
Ama yine de biz içeri girdik ve Efendim’le görüştük. Bu arada Ertan
beni Efendim’e şikâyet etti:
˗ Efendim, eve taksiyle geldik. Mehmet Ali Ağabey ücret ko-
nusunda taksiciye itiraz etti. Ben de ona “Efendim’den bil
“dedim.
dedi. Efendim de Ertan’ı göstererek:
˗ Bak, ne diyor? Haklı.
dedi. Ben de:
˗ Amenna! Efendim, ben de bir şey sorabilir miyim?
dedim ve sözlerime şöyle devam ettim:
˗ Efendim, şimdi biz cüz’î iradedeyiz. Bizim haricimizde her
şey küllî iradede. Şimdi dışarı olan her şeye veya herkese
karşı yaptığımız şeyler külli iradeye karşı bir hareket mi olu-
yor?
dedim. Efendim de:
˗ Doğru, ama biz cüz’î iradede olduğumuzdan şeriata uygun
hareket edeceğiz. Meselâ bir bardağa ihtiyacın var. Gittin bir
ihvanın dükkânına, bardağı 5 liraya satıyor. Yanında da