Page 169 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 169

Ruhumuz Beraber                                         163

                 Bir ara Efendim’in namazda “hıhıv” diye cezbeye gelme-
          siyle kendime gelir gibi oldum. Ondan sonra sağa selam verdik, sola
          selam verdik ve namaz bitti. Efendim daha hiçbir şey yapmadan ce-
          binden  çıkarttığı  bir  mendili  yüzümü,  gözümü  silmem  için  bana
          uzattı. Mendili aldım. Efendim tekrar “hıhıv” diye cezbeye geldi.
                 Neyse o gün o sarhoşlukla gittik, yattık. Ertesi sabah da te-
          veccüh olacak. Bu hâlde geceyi geçirdik ve sabah oldu. Teveccüh
          bir cemaatin yurdunda olacak. Gittik, Efendim teveccüh sohbetine
          başladı. Sohbet sırasında enteresan bir şekilde rakamlar vererek:
              ˗  Evet, bugünkü teveccühte ihvanların %30’u fenâfişşeyh ola-
                 cak,  %20’si  fenâfirresûl  olacak,  %10’u  fenâfillah  olacak.
                 Bunun geri kalanı da menfaatten hâli değil.
          buyurdu. Sonra teveccüh düzeni aldık ve teveccüh başladı. Sıra bana
          geldiğinde Kuddusî Baba’dan:
                Ben eyledim hadsiz günah
                Cürmüm ile geldim sana
          beyitinden okudu ve sırtıma vurdu. Nedense bir haltmışım gibi mo-
          ralim çok bozuldu. Teveccüh bitince dışarı çıktım, tenhaya çekilip
          ağlayacağım. Bunun için uygun bir yer arıyorum. Bir gün evvel ru-
          hen yaşattığı hâlden sonra teveccühte bana bu beyiti okumasına ne-
          dense çok içerlemiştim. Kendi kendime “Ne vardı sanki güzel bir
          beyit okusaydı!” diye naz yapıyordum.
                Dediler  ki  “Nimet  Abla’nın  Ağabeyi  Efendim’i ihvanlarla
          birlikte Kayseri’nin yayla bölgelerindeki-Talas olması lazım-villa-
          sında kebap yemeğe davet etmiş”. Kendisi ihvan değil, ama Nimet
          abla vesilesiyle Efendim’i tanıyan çok muhabbetli, cömert birisiy-
          miş.
                Mustafa Ağabeyler “Biz de gidelim” dediler. Ben Efendim’e
          bozuğum. Ancak onların arabasıyla geldiğim için mecburen ben de
          onlarla birlikte gittim. Villanın balkonunda çok güzel bir yer hazır-
          lanmış, Efendim’i oraya oturttular. Tüm ihvanlara kebap paketlerini
          dağıttılar. Herkes bulduğu bir yere oturdu. Ben de güya Efendim’in
          görmeyeceği arka bir yere oturdum. Yemek de almadım, naz yapı-
          yorum.  Bir baktım Efendim Hazretleri balkonda oturduğu yerinden
   164   165   166   167   168   169   170   171   172   173   174