Page 168 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 168

162                                         Gönlümüz Beraber

          anlatarak devam etti. ‘O âlemlere yükselirken ve dönerken neler gör-
          düğünü, yani dairenin (manevi makamlara gidiş-dönüş yolculuğu-
          nun) başlangıcından itibaren çıktığı yerleri devredişini, geri dönü-
          şünü ve velâyetini’ anlattıktan sonra örnekler vererek bu halleri uzun
          zaman çeşitli yerlerde yaşadığını ifade etti.
                 Efendim’in manevi yolculuk hatıralarının bir kısmını Dede
          Paşa Hazretleri’nin ders kitabından da okumuştum. Daha sonra bu
          kitapları derleme esnasında elimize geçen o sohbetin daha kapsamlı
          anlatımları  olan  ses  kasetinden  (kendi  dilinden)  dinlemek  nasip
          oldu.
          Efendim Hazretleri bu sohbetinde:
              ˗  Tüm  âlemler,  tüm  mükevvenat…  Bizi  aldılar  götürdüler.
                 Giderken çok değişik âlemlerden geçirdiler. Daha sonra geri
                 getirirlerken ben buradan da geçtim, buradan da geçtim, bu-
                 radan da geçtim, bunları da gördüm dedim. Sonra da kendi-
                 mize geldik. Sohbetlerde ağzımdan çıkan kelamları sizlerle
                 birlikte ben de yeni öğreniyorum. Bunlar daha önce okudu-
                 ğum, dinlediğim kelamlar değil.
          buyuruyordu.  Ama  sohbet  esnasında  çok  kötü  olmuştum.  Çünkü
          öyle bir sohbet daha önce dinlememiştim. Ders alırken de enteresan
          bir sohbet dinlemiştim, fakat Efendim orada kendini anlatmamıştı.
          Sohbet bana yönelik bir sohbetti. Burada da kendimden geçtim.
                 Sohbet bittikten az sonra akşam ezanı okundu, namaza kalk-
          tık. Şaşkın bir vaziyette ortada duruyordum. Farza durulacak, imam
          yerine geçti. Beni de öne doğru ittiler. Bir baktım kendimi Efen-
          dim’in yanında buldum. Hâlbuki Efendim’in yanında namaza dur-
          maya çekinir ve genelde tam arkasında dururum.
                 İmam “Allahu Ekber” dedi, namaza durduk. Kendimde de-
          ğilim, namazı kılamıyorum. Yani ne Subhâneke’yi ne Fatiha’yı oku-
          yabiliyorum, bağıracağım bağıramıyorum, ağlayacağım ağlayamı-
          yorum. Boğuluyor gibiyim, gözümü açamıyorum. “Allahu Ekber”
          deniliyor, secdeye gidiyorlar, ben de gidiyorum. Ama namaz mı kı-
          lıyorum, oturuyor muyum, secde mi yapıyorum hiçbir şey hatırlaya-
          mıyorum. Efendim’in yanında olmasam bağıracağım, çağıracağım,
          sesli ağlayacağım, bir şeyler yapacağım.
   163   164   165   166   167   168   169   170   171   172   173