Page 173 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 173
Ruhumuz Beraber 167
İncek Tekkesi’nde Bazı Hatıralar
Sabah Namazına Kaldırma
Efendim’in İncek’te yaz boyu kaldığı 1991-1994 yılları ara-
sında sohbetler her akşam 24.00’e kadar sürüyor ve ders, hatme, na-
maz derken saat gece 2’yi geçiyordu. Mübarek:
˗ “Sabah namazına kalkamam” diye yatmıyorum.
dediği için biz de imsakı beklemek zorunda kalıyorduk. Sabah da
kalkıp işe gidiyor, ikindi vakti veya en geç akşama doğru İncek’e
geri dönüyorduk. Öyle muhabbetli günler ve olaylar geçiyordu ki
burada anlatmak için sayfalar yetmez. Tekke’de çalışıldığı için ayrı
bir yorgunluk, uykusuzluk olmasına rağmen herkes muhabbetten ne-
redeyse çatılarda geziyordu. Cezbeler, olağanüstü hâller ve olaylar
cereyan ediyordu. Hatta birinde Efendim’in yanında çok rahat ko-
nuşan Niğdeli Jeoloji Mühendisi Yücel Ağabey:
˗ Efendim, her gün her gün öldük uykusuzluktan. Bir gün de
hatmeye erken başlasak da gidip uyusak!
dediğinde Efendim tebessüm etmişti. Yücel Ağabey başka bir sefe-
rinde Efendim Hazretleri’ne şu soruyu sordu:
˗ Efendim, Müceddidi Elf-i Sâni İmâm-ı Rabbani Hazretle-
riyle Şeyhi Ekber İbn-i Arabi Hazretleri çok anlaşamıyorlar.
Bunun hikmeti nedir?
Efendim:
˗ Buraları anlamazsınız, kafanız almaz, karıştırmayın. Birisi
zahirde müceddid, birisi ise bâtında müceddiddir.
buyurdu. Ama Yücel Ağabey durmayıp:
˗ Efendim, İbn-i Arabi Hazretleri kitabında diyor ki “Ahiret
hayatında cennetlik, cehennemlikler ayrılacak. Cehen-
nemde olanlar yanacaklar, yanacaklar, sonunda azapları bi-
tecek ve cehennemin ateşi sönecek. Cehennemin dibinde ye-
şil otlar bitecek.”
deyince hepimiz çok şaşırdık. Efendim: