Page 171 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 171

Ruhumuz Beraber                                         165

          dedi. Biz:
              ˗  Eyvallah Sultanım! Şimdi adresi târif et. Nerede Efendim?
          diye sorduk. Bize:
              ˗  Ağabey karşı yola geçin. Lambanın hemen oradan sağa gi-
                 rin. 500 metre ileride spor salonu var. Efendim orada.
          dedi. Kardeşimize teşekkür edip büyük bir sevinçle hareket ettik ve
          hemen hatmenin yapılacağı spor salonunu bulduk. Salonun ikinci
          katındaki geniş bölüm sohbet için hazırlanmış. Biz yukarı çıktığı-
          mızda ders tarifi bitmiş ve Efendim hatme öncesi abdest tazelemek
          için lavaboya doğru hareket etmişti ve Efendim’le tam o bölgede
          karşılaştık. Hizmetini görmeye çalışan Kayserili Şâhin Ağabey beni
          görüşünce  şoke  oldu.  Efendim’in  önünde  sanki  “Beni  geçmeden
          oraya ulaşamazsınız” der gibi iki elini yana açarak:
              ˗  Yaklaşma! Sana burada hizmet ettirmem.

          dedi. Hâlbuki misafiriz, hararetli bir şekilde daha yeni dışarıdan gel-
          mişiz ve ne olup bittiğinden de haberimiz yok. Ne hizmeti! Güldük
          geçtik. Efendim de bu harekete şâhit oldu.
                 Sonra  hatme  oldu  ve  buradan  dağıldık.  O  gece  Abdullah
          Ağabey’in misafirler için ayırdığı bir yerde kaldık. Sabah Abdullah
          Ağabey’in evinde teveccüh oldu. Tüm katlar doluydu.
                 Teveccüh sonrası Efendim Kayseri’den ayrılmak üzere ha-
          reket etti. Borlu Mustafa Ağabey Efendim’i Nevşehir ve Aksaray
          üzerinden  götürmekteydi.  Bizim  ekip  ile  Borlu  Polis  Tahir  Ağa-
          bey’in ekibi başka arabalarla Efendim’in peşine takıldık. Kayserili-
          ler  Efendim’i  yolcu  etmek  için  Kayseri-Nevşehir  yol  ayırımında
          bekliyorlardı.  Efendim’in  arabası  onlara  doğru  yanaştı,  ama  dur-
          madı. Efendim sağ elini avuç içi yukarı doğru bakar şekilde dua eder
          gibi camdan dışarı çıkardı. Sonra araba hızlandı. Tam bu esnada Po-
          lis Tahir silahını önümüzdeki arabanın camından dışarı çıkarıp şar-
          jördeki mermileri tak tak diye havaya doğru boşalttı. Kayseriler şok-
          taydı, ama “Gelini Alan Konvoy” edasıyla gerçekleştirilen bu hare-
          ket bizim çok hoşumuza gitmişti. Fakat bu kurşunlar kime dokundu,
          artık onu da bilemiyoruz.
   166   167   168   169   170   171   172   173   174   175   176