Page 33 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 33
Ruhumuz Beraber 27
İstanbul Batıköy Dergâh Ziyareti Hatıraları
İlk Dergâh Ziyaretleri
Üniversiteli öğrenciler olarak bizim İstanbul’a Efendim
Hazretleri’ni ziyarete gidişlerimiz 1987 yılında Batıköy’deki ilk tek-
kemizle başlamıştı. Bu Tekke Efendim’in İstanbul’a ilk yerleştiği
daha önce yazlık olarak yapılmış bir yerdi. Batıköy yerleşkesi Bü-
yükçekmece’de bulunuyordu. Buranın daha sonra Tepecik’te yapı-
lan yeni Tekke ile arası yaklaşık 3-4 km kadardı.
Bir hafta sonu üniversitemizdeki öğrencilerle birlikte Efen-
dim’i ziyaret etmek üzere Batıköy’deki Tekke’ye gittik. Sabah erken
saatlerde Tekke’ye ulaştık. Burası yazlık bir dubleks evden dergâha
çevrilmiş olduğu için küçük bir bahçesi vardı. Hazret-i Pîr de ikinci
katta kalıyordu. Salonun ortasında üst kat ile salon arasındaki irtibatı
sağlayan döner bir merdiven vardı. Biz sabaha karşı vardığımızda
mübarek namaz kılmak için merdivenlerden böyle tık tık ayak ses-
leriyle aşağıya indi, bizlerle görüştü ve sabah namazını kıldık. Na-
mazdan sonra bir müddet istirahat edip kalktık. Dergâhta üç-beş ki-
şiydik. Dergâh görevlisi Hasan Ağabey’in hazırladığı kahvaltıyı
yaptık.
Sonra “Bahçede iş var, çalışın” dediler. Bahçe dediğin olsa
2
olsa 15 - 20 m bir yer. Orada ne kadar iş olacak! Ama asıl mesele
burada ihvanın çalışması, bir hizmet görmesi ve himmet alması imiş.
Bunu sonradan anladık. Bahçe işlerinden anlamayan kişiler olarak
ne yapacağız? Elimize kazma, kürek verdiler, böyle toprakla oynu-
yoruz. Çalışırken bir kazıyoruz yer elması çıkıyor. “Hazret-i Pîr bize
yer elması verdi” diyoruz ve çıkardıklarımızı kıtır kıtır yiyoruz. Az
daha kazıyoruz, havuç çıkıyor. Ondan sonra “Hazret-i Pîr havuç ik-
ram etti” diyerek bunları yiyoruz.
O arada rahmetli Fehmi Kuyumcu Ağabey de Efendim’i zi-
yarete gelmiş. Kafasında kasketi vardı. Bizi gördü, gülümsedi ve
içeri girdi. Neyse, güya biz çalışıyor, Tekke’de hizmet ediyorduk.
Namaz vakti gelince Efendim içeriden o yazlığın geniş camına tak
tak vuruyor, elini kulağına götürüp “haydi namaza” diye işaret edi-
yordu. Biz de hemen kürekleri bırakıp koşarak içeri gidiyor, namazı