Page 31 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 31

Ruhumuz Beraber                                          25

          diye Efendim’in beni gördüğünde sorduğu soruların aynısını sorma-
          sın mı? Biz de:
              ˗  Çok sağ olun efendim.
          dedik. Sonra etrafı incelemeye başladım. Sürekli gelen giden olu-
          yordu. Çok yaşlı bir zattı. Tütün sigarası sardı, içti. Sonra orada otu-
          ran birisine:

              ˗  Söyle dinleyelim.
          dedi. Adam gazel okumaya başladı. Ben de “İyi, burada da muhab-
          bet, gazel varmış.” dedim. Daha sonra Zafer Ağabey “Burada şim-
          diye kadar böyle bir uygulamaya şahit olmadık. Bu sana denk geldi.”
          dedi. Çaylar ikram oldu. Belli bir süre oturduk ve sonra müsaade
          istedik. Mübarek ayağa kalktı, sağ eliyle kafamdan boynuma doğru
          sıvazladı ve Zafer Ağabey’e:
              ˗  Bunu sev ve peşini bırakma!
          dedi. Mübareğin elini öptük ayrıldık. Bunun akabinde Zafer Ağabey
          bir rüya görmüş. Efendim, Zafer Ağabey ve ben bir minibüsteymi-
          şiz. Efendim arkaya bakarak “Bizim Ahmet bindi mi?” demiş. Geldi
          ve bu rüyayı bana anlattı. Zafer Ağabey’in ilk ismi Ahmet’tir. Şimdi
          bizim Efendi’yi ziyaret sırası gelmişti. Fehmi Ağabey’in vefatı üze-
          rine  Efendim  Ankara’ya  geldiğinde  ona  “Hadi,  bir  de  sen  bizim
          Efendim’ize bak” dedim ve birlikte Demetevler’e gittik. O gün Zafer
          Ağabey ders aldı ve muhabbetle yoluna devam etti.

          Asıl Makam Burasıdır
                 Aradan üç yıl geçti, doktoraya başladık ve evlendik. Efen-
          dim İncek’te, biz de hizmet etmeye çalışıyoruz. Gündüz vakitleri
          içeriden dışarıdan ziyarete gelenler olur, bazıları özel görüşmek is-
          ter, bazen sohbet olur, bu şekilde günler geçerdi.
                 Bir gün öğleden sonra takım elbiseli bir bürokrat geldi. Otu-
          ruşunda belli bir hava vardı. Siması bana tanıdık geldi, ama çıkara-
          madım. Bu şahıs “Efendim hane-i saadetten gelsin” diye bekliyor,
          Mustafa Ağabey de ona hürmet edip çay getirtiyordu. Mustafa Ağa-
          bey’e:
   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36