Page 82 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 82
76 Gönlümüz Beraber
Zafer Ağabey heyecanlandı, eli ayağı titriyordu. Arabayı ça-
lıştırırken silecekler çalışmaya başladı. Efendim ona doğru döndü ve
endişeyle baktı. Sonra sesli bir şekilde “Euzubillahimineşşeytanir-
racim Bismillahirrahmanirrahim” dedi. Bunun üzerine biz arkada
koptuk, elimizde olmadan kahkahayla güldük.
Ondan sonra hareket ettik. Bir yere doğru gidiyoruz, ama
nereye gidiyoruz? Normalde İncek’e gitmemiz gerekiyordu. Ama
Efendim öyle bir muhabbet vermişti ki aklımız başımızdan gitmişti.
O anda nereden aklımıza geldi, ne oldu, bilmiyoruz. Daha önce ko-
nuşmadığımız, planlamadığımız, organize etmediğimiz hâlde istem-
siz bir şekilde ağzımdan şu cümle çıkıverdi:
˗ Efendim, şu anda sizi kaçırmış bulunmaktayız.
Arka taraftan öne doğru şöyle bir baktım hiç ses yok. Efen-
dim’in keyfi yerinde, tebessüm ediyor. “Ne kaçırması? Bu da nere-
den çıktı!” gibi şeyler de demiyor.
Necatibey Caddesi’nden biraz gittik, Gençlik Caddesi’ne
doğru çıkarken konvoy arkamıza takıldı. Konvoyda Mazhar Ağa-
beyler, Savaş Ağabeyler ve bazı diğer ihvanlar olmak üzere 5-6
araba vardı. Şimdi Efendim’e bilgi veriyoruz:
˗ Efendim, şu anda ilk işimiz arkadan gelen konvoyu ekmek,
onlardan ayrılmak.
Yine öne doğru bakıyorum, Efendim hiç seslenmiyor. Ara-
balar tam Necatibey Caddesi ile Gençlik Caddesinin köşesindeki tra-
fik lambalarına tam geldiğinde kırmızı ışık yandı. Zafer Ağabey’e:
˗ Kırmızıda geç Ağabey.
dedik. Biz geçtik, konvoy lambaya takıldı. Biz eski Reno ile gidiyo-
ruz yâ, onlar da muhtemelen “Nasılsa yolda yetişiriz” diye düşün-
müşlerdir. Sonra İncek yoluna dönmek için İnönü Caddesine çıktık,
ilerliyoruz. Az ileride, askeriyenin orada “U” dönüşü yasak olan bir
yere geldik. Zafer Ağabey’e:
˗ U dönüşü levhasının oradan dön.
dedik ve U dönüşü yapıp geldiğimiz yöne, yani Kızılay tarafına yö-
neldik. Bir baktık ki yolun karşı tarafındaki konvoy yeşil ışıktan geç-
miş, hızla İncek’e gidiyor! Efendim’e: