Page 86 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 86
80 Gönlümüz Beraber
Yurtta Yusuf diye bir çocuk varmış, o da keramet gösteriyormuş.
Bana geldi anlatıyor:
˗ Ben Adıyaman’dan dersli Yusuf’tan Mercedes istedim. O da
parmağını kalbime koydu, “Al sana Mercedes verdim” dedi.
Ağabey, çok heyecanlandım.
Bunu işitince üzüldüm ve “Efendim varken sen niye başka
bahçelerde geziyorsun!” diye Ertan’a:
˗ Sen onlardan isteyeceğine gidip taştan isteseydin daha
iyiydi.
dedim. Bu söz Ertan’ın zoruna gitmiş. “İstenecekse hacet kapısı
belli! Niye başka yerden isteniyor? Keşke ondan istemeseydi de taş-
tan isteseydi.” diye düşünmüştüm.
İşte Ertan o yüzden Efendim’e “Taştan himmet istenir mi?”
diye sormuştu. Efendim biraz durduktan sonra:
˗ Taştan tabii putperestler himmet isterler. Ama amenna Ev-
liyaullah isterse taştan da verir.
dedi. Bu sefer benim düşünceme bir destek gelmiş oldu. Efen-
dim’den bu sözleri işitince ben de durumu baştan itibaren Efendim’e
özetleyip:
˗ Böyle söyledim, ne yapayım Efendim!
dedim. O da:
˗ Amennâ.
dedi. Ön koltukta oturan Efendim sol yanından arkaya, bize doğru
döndü. Sağ elinin parmaklarını uçtan birleştirerek salladı ve gözle-
rini iri bir şekilde açıp:
˗ Buna kanaat edin. Bizim tarikatın en ednâsı, en aşağısı diğer
tarikatların keramet göstereninden daha büyüktür.
dedi. Peşinden de “Güçleri yetiyorsa onlar da kapalı götürsünler!”
buyurdu. Sonra, Reşâhat’ta da yer aldığı gibi, Sadettin Kaşgârî Haz-
retleri’nin 32 tane halife yetiştirdiğini, müridlerinin 32’sinin fenafir-
resul makamına geldiği, yani Resûlullah’a ulaştığını söyledi. Ondan
sonra bu şekilde konuşarak İncek’e doğru rotamızı çevirdik. Ama
hava da kararmıştı. Bunun üzerine Ertan: