Page 176 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 176

Tasavvuf Sohbetleri 5                                   171

            Nakşibendi Efendimiz ki Reis-i Evliya’dır. Peygamber Efendi-
          miz’i rüyada görmek için çok salavat-ı şerife getiriyorlarmış, çok
          ameller işliyorlarmış  ki  rüyada  görsünler  diye.  Rüyasında  görene
          Resulullah  Efendimiz  buyurmuş  ki:  “Bizi  görmek  isteyenler  Mu-
          hammed Bahaeddin’i gitsin ziyaret etsinler. Bizim sohbetimizi din-
          lemek isteyen gitsin, onun sohbetini dinlesinler.”
            Evet, Yakub-u Çerhî Hazretleri öyle buyurmuş:
            — Tut bu elimden demiş, bu el Nakşibendi Efendimiz’in elidir.
            Zaten Ubeydullah Hazretleri onu arıyordu. Onun için:
                 Tarikimiz Tarik-i Nakşibendi
                 Kamu ehl-i Tarikin Serbülendi
            Ser demek yani çok ileri gitmiş, bülent de çok sesi duyulmuştur.
          Bülent avazdır ki çok yüksek ses, çok ıraklara giden bir sestir. Ser
          de çok seri, hareketli, güçlüdür.
                 Tarikimiz Tarik-i Nakşibendi
                 Kamu ehl-i tarikin ser-bülendi
                 Girenler hab-ı gafletten uyandı
            Hâb uyku demek, girenler gaflet uykusundan uyandı, diyor. Bir
          de ne buyuruyorlar:
                 Tarik-i Nakşibendi Hakk yoludur
                 Ana dâhil olan cümle velidir
            Evet, Nakşibendi Efendimiz’in bir emri vardır. Tasavvuf kitap-
          larından Mektûbat’ta da geçer: “Sair tarikatların nihayetteki kârını
          biz bidayetine getirdik.” buyuruyor.
            Tarikatların nihayeti ise önce tarikattan hakikate geçiliyor. Ta-
          rikatı anlıyor yaşıyorsa, tarikatın şartları tamam oluyorsa hakikate
          geçiyor. Her hakikate geçen velidir.
            Sair tarikatların çalışıp da on senede, yirmi senede, kırk senede
          ulaşacakları  bir  mükemmelâtı,  nimeti  biz  başlangıçta  veriyoruz
          diyor.
            Bu  nedir  biliyor  musunuz?  Bizde  aşk  var.  Rabıtadan  tecelli
          eden, rabıtadan gelen bir aşk vardır.
   171   172   173   174   175   176   177   178   179   180   181