Page 177 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 177

172                                         Gülden Bülbüllere

            Niçin bak, rabıtada tarif ediyorlar: Şeyh Efendimiz’in iki kaşı
          arasından başparmağım kalınlığında feyzi ilahi geliyor, bu nedir?
          Allah feyzi ve Allah sevgisidir. Nereye? Kalbiniz üzerine çeşme-
          den su akar gibi akıyor, temizliyor. Neyi temizliyor? Tabii Allah
          sevgisi kalbe gelince kalpte bulunan bütün sevgileri, masivayı her
          şeyi atıp dışarı çıkarıyor, temizlenme budur.
                                                               .2
            İşte Cenâb-ı Hakk’ın “Kulum beni sev, sevdiklerimi sev ” bu-
          yurması da budur. Sevdiklerimi sev ki beni sevesin.
            Sair tarikatlarda onlar “muhalefetü’l-heva”dan başlıyor. Sonun-
          da “muhabbetü’l-Mevla” onlarda tecelli ediyor.
            Yani bütün nefsin arzularını terk ediyorlar, ondan sonra onlarda
          Allah  sevgisi  kalplerine  yerleşiyor,  aşka  dûçar  oluyorlar.  Aşk-ı
          ilahi  onlarda  tecelli  ediyor.  Ama  bizim  tarikatımızda  başlangıçta
          aşk-ı ilahiyi verirler.
            Ama tabii ki bu çok hassastır, bunu da bilmek lazım. Çünkü on-
          lar bütün nefsin hevaî arzuları terk ettikten sonra aşk-ı ilahi onlarda
          tecelli ediyor, o tecelli daha sönmez.
            Çünkü neden? Hani bir yanan ışığa üfüren yok veya bir doku-
          nan yok, başka bir yerden yel gelmiyor, söner mi? Ama bir yanan
          ışığa  hani  bir  böcek  dokunsa,  bir  insan  elini  sallasa,  üfürse,  her-
          hangi bir yağmur katresi düşerse o söner.
            Onun  için,  şimdi  bizim  bu  muhabbetimiz,  rabıtaya  olan  sevgi,
          aşk; Allah aşkı, Allah sevgisidir. Bu cezbe zaten oradan geliyor. İn-
          sanlarda gayrı ihtiyari ağlamalar, bağırmalar, çırpınmalar oradan geli-
          yor, ondan geliyor. Onu muhafaza etse var ya işte tez veli olmuştur.
            Yani onların kırk senede ulaşacakları nimete kırk günde ulaşılı-
          yor. Onun için:

                 Tarik-i Nakşibendi Hakk yoludur
                 Ana dâhil olan cümle velidir
            Ama ne var burada? O kırk günde ulaşacağı bu yere çok dikkat
          etmesi lazım. Ondan çok havf duyması, kuşku duyması, titremesi

          2    Al-i İmran,  3/31.
   172   173   174   175   176   177   178   179   180   181   182