Page 179 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 179

174                                         Gülden Bülbüllere

          doldursun. Ama o havuz dolmazsa boşluk olur, boşluk olunca da
          her şey oraya girer, her şey oraya atılır.
            Onun için bu kalbi de zikrullah ile doldurmak lazım ki, o mu-
          habbeti muhafaza etmek lazım ki, o büyüsün. O büyüsün büyüsün
          o  kalbi  doldursun.  Kalbi  doldurursa  işte  o  zaman  zikrullah  ile
          doymuş olur.
            Bunun zahirdeki belirtisi işaretleri nedir? Eğer sen hiç Allah’ı
          unutmuyorsan,  gece  de  gündüz  de  yatarken,  kalkarken,  alırken,
          verirken,  yerken,  içerken  Allah’ı  hiç  unutmuyorsan  tamam  senin
          işte kalbin mutmain olmuş, dolmuş, doymuştur.
            Kalbin zikrullah ile dolmuş, daha oraya başka bir şey girmez.
          Allah’tan başka bir şey girmez.
            Hâlbuki  bu  kalp  Allah’ın  evidir.  Böyle  olmayınca  ona  teslim
          etmiş olamıyoruz. İşte bu kelâmlar buyrulmuşsa:
                 Tarik-i Nakşibendi Hakk yoludur
                 Ana dâhil olan cümle velidir
            Bu da şudur ki nefs-i mutmainneye dâhil olmayan, veli sınıfına
          geçemiyor. Nefs-i mutmainneye dâhil olmak için de Cenâb-ı Hakk:
          “Ancak sizin kalbinizi Zikrullah doyurur başka bir şey doyurmaz.”
          buyurduğu zikrullah ile dolan bir kalp, o zaman veli sınıfına geç-
          miş, veli olmuştur. Zaten veliden maksat, gaye odur.
            Veli demek Allah’a çok yaklaşmış, Allah’ı hiç unutmayan, Al-
          lah’tan hiç gafil olmayandır.
            İşte onun için efendiler, Allah bu nimeti bize nasip etmişse bu
          nimeti de kolayca, tezce elde etmemiz için muhabbetimiz olacak.
          Bu nimetimiz nedir? Allah’ın rızasını kazanmak, Allah’ın cemalini
          görmektir.
            Mesela, nimetine kavuşmak isteyen matlubun görecek işleri ol-
          sa  ve  Ankara’ya  gidecekse  yolları  nerede  birleşiyor?  Ankara’da
          birleşiyor.  Ama  tabii  ki  bu  yolların  uzunu  var,  kısası  var,  kolayı
          var, çetini var. Mesela; dümdüz kısa, asfalt yol var. Bir de dağlar-
          da, çok sarp yerlerden dolanan gelen yollar var.
            Onun  için  Nakşibendi  tarikatı  bütün  tarikatların  üstüdür,  yolu
          çok kolaydır ve yakındır.
   174   175   176   177   178   179   180   181   182   183   184