Page 174 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 174
Tasavvuf Sohbetleri 5 169
— Ya Rabbi, ben bir refaha, feraha, saadete ulaşmak isterken
bu ne mihnete meşakkate düştüm? Ya beni sabahtan kabul etmezse
ne olur benim hâlim?
Mübarek buyuruyor ki ben ömrü hayatımda öyle bir sıkıntılı,
bunaltılı, dar bir gece geçirmedim. Nakşibendi Efendimiz sabahtan
geliyor:
— Kabul oldun.
Diyor ve dersini veriyor. Müritliğe kabul ediyor ve dergâhta
hizmet görüyor. Yakub-u Çerhî Hazretleri de bir halifesi oluyor.
Halifeler içerisinde en âlimi, en fazla ilmi ile ileride olanı odur.
Nakşibendi Efendimiz, dünyasını değişirken o çok genç imiş, en
sona o kalmış. Ubeydullah Ahrar Hazretleri ise Yakub-u Çerhî
Hazretleri’nin halifesidir. Bizim nispetimiz ondan geliyor.
Evet, Nakşi tarikindeniz ama Nakşibendi Efendimiz’in halifele-
ri vardır. Silsilede zaten okunuyor ya “Ali Baba Külali Nakşibendi
estü Alaaddin pesez Yakub-u Çerhî Hace i Ahrarı şuud meşhur.”
Evet, Ubeydullah Ahrar Hazretleri Türk asıllıdır. Fakat bu mü-
bareğe Allah büyük ihsanda bulunmuş. Onun sebavetinde büyük
insan olacağı görülüyormuş. Kendisini belli etmiş, kerametler gös-
teriyormuş.
O büyüdükten sonra okumuş fakat medrese ilmini tamamen bi-
tirememiş, mânileri olmuş. Her okumaya başladığında bir arzusu
olmuş ama okuyamamış, yarıda kalmış.
Ama yine de o zamanın ulemâsı içerisinde bütün çetin mesele-
ler ona intikal ediyormuş, o çözüyormuş. Ubeydullah Ahrar Haz-
retleri doğu havalisi illerini bölge bölge hep gezmiş. Herat, Hora-
san, Azerbaycan, Maveraünnehir, Taşkent, Semerkand, Buhara hep
gezip meşayih aramış.
Babadan kalma bir serveti varmış, zenginmiş. Sonra Allah ona
daha çok zenginlik vermiş. Bütün meşayihleri gezmiş, ziyaret et-
miş. Nerede bir meşayih duymuşsa böyle görüp geçmemiş onunla
bir teşrik-i mesaisi olmuş, bir dostluğu olmuş ve ona hizmette de
bulunmuş. Mâlen ve bedenen hizmetlerde bulunmuş. Bilhassa en