Page 230 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 230

Tasavvuf Sohbetleri 5                                   225

          metimin  velileri  Benî  İsrail’in  Peygamberleri’nin  (velileri  değil)
          derecesindedir.”
            Peygamber  Efendimiz’in  nübüvveti  vardı,  velayeti  vardı.  Nü-
          büvvetinin varisi var, velayetinin varisi var.
            Nübüvvetinin varisi, zahir âlimlerdir. Satırdan ayet, hadis okur-
          lar. Onların manalarına aşinalar. Onları vaiz, nasihat ederler. Halka
          Allah’ın  bütün  yasaklarını  emirlerini  bildirirler.  Günahı,  sevabı,
          hayrı, şerri, helali, haramı bildirirler. Bunlar nübüvvetinin varisidir.
          Bunların ellerinde Kur’an var, hadis var.
            Ama bir de velayetinin varisi vardır ki bunlar satırdan konuş-
          mazlar. Bunlar sadırdan, kalplerinden konuşurlar. Satır başka, sadr
          başkadır. Satır, kâğıt üzerinde olan yazıdır. Sadr, insanların göğüs
          kafesinin içindeki kalbidir.
            Peygamber Efendimiz gelen Kur’an-ı Kerim’in ayetlerini bütün
          sûre  sûre,  ayet ayet  geldikçe  ümmetine  okuyordu, açıklıyordu ve
          bunları öğrenin diyordu.

            Ama  Sıddık-ı  Ekber  Efendimiz’e  özel  bir  sohbeti  vardı.  Hiç
          kimsenin bilmediği, hiç  kimsenin olmadığı zaman ona sohbet ya-
          pıyormuş.
            Nasıl bir sohbet yapıyormuş? Onu bilemeyiz. Yalnız buyuruyor
          ki:  “Allah  benim  sadrıma  ne  aktardıysa  ben  de  yâr-ı  garım  Ebu
                                 14
          Bekir’in sadrına aktardım. ” Bundan sahabe habersiz, bilmiyorlar.
            İşte velayet yolu budur, tarikat budur.
            Şeriat var, tarikat var. Şeriat zahir, tarikat bâtındır.
            İşte  Peygamber  Efendimiz  gelen  vahiyleri  hadisleri,  hadis-i
          kudsîleri, hadis-i şerifleri hep ümmetine aktarıyordu.
            Ne buyuruyor bir kudsî hadisinde? “Allah benim sadrıma, gön-
          lüme  ne  verdiyse  ne  aktardıysa ben  de  onu  yâr-ı  garım Ebu  Be-
          kir’in sadrına aktardım.” buyuruyor. Bundan hiçbir sahabe malu-
          matlı değildi.

          14  Mevsûa etrâfi'l Hadis, XI, 156.
   225   226   227   228   229   230   231   232   233   234   235