Page 231 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 231

226                                         Gülden Bülbüllere

            Sıddık-ı  Ekber  Efendimiz’e  sohbeti  özel  yaparmış.  Dört  yâr-ı
          Hülefa-i Raşidin’den herhangi bir tanesi gelseymiş sohbeti değişi-
          yormuş.  Sıddık-ı  Ekber  Efendimiz’e  olan  sohbeti  değişiyormuş.
          Çünkü onlar anlayamıyormuş, kaldıramıyorlarmış.
            Onun için efendim, Peygamberler’e de inanmak böyledir. Yani
          Peygamberler’e insan inanır da velilere inanmazsa olmaz.
            Seyyid  Sıbgatullah  Arvasi  Evliyaullah’tan,  tasavvuf  kitabında
          öyle yazıyor. Diyor ki: “Bu zamanın insanlarından tarikatı, meşa-
          yihi, evliyayı inkâr edenler eğer vakti saadette olsaydı, onlar nü-
          büvvete de inanmazlardı.”
                                                               15
            Çünkü Cenâb-ı Hakk: “Ve lekad kerremna Benî Âdem’e ” bu-
          yuruyor. Kerameti, evliyayı inkâr etmek küfürdür.
            Allah  hayrı  şerri  halk  eder  “Ve  bil  kaderi  hayrihi  ve  şerrihi”
          fermanı  gereği  buna  inanmak  lazım.  Fakat  Allah’ın  hayra  rızası
          var, şerre rızası yoktur.
            Cüz’i iradeyi, İrade-yi cüz’iyeyi elimize vermiş. Bir de bize akıl
          vermiş. Bizim için zararlı nedir bilelim, yararlı nedir onu da bile-
          lim.  Zararlıdan  korunalım,  yararlıyı  elde  edelim.  Cenâb-ı  Hakk
          delilerden  hiçbir  şey  sormayacak.  Allah’ın  teklifat-ı  ilahiye,  Al-
          lah’ın emri-nehyi, aklı olanlaradır.
            Cenâb-ı Hakk, aklı bin bir esma nurundan halk etmiş. Allah’ın
          indinde akıldan kıymetli bir mahlûk yoktur, onu insanlara bahşet-
          miş. İşte insanlar bu aklıyla yükseliyor. İnsanlar maddiyatta da bu
          aklıyla her şeyi icat ediyor.
            Ama akıl iki kısımdır: Akl-ı maad, akl-ı maaş.
                 Bu denli ilme malik iken İblis
                 Âdem’in ilmin bilmedi o telbis

            İblis aleyhillane çok akıllı ama akl-ı maaş, Âdem aleyhisselam
          ise akl-ı maad sahibiydi.



          15  İsra, 17/70.
   226   227   228   229   230   231   232   233   234   235   236