Page 303 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 303

298                                         Gülden Bülbüllere

            O da on beş gün kendi ailesinden de kendisini gizliyor. Evinin
          karanlık bir köşesine siyah bir perde asıyor, perdenin arkasına giri-
          yor ve diyor ki:
            — Sakın beni görmeden, bana ne lazımsa verin, ben elimle alı-
          rım. Benim gözüm size dokunmasın ve siz de beni görmeyin.
            Niye böyle oluyor? Yalnız hâl var, makam var.
            Cebrail ilk gelişinde Peygamber Efendimiz bayıldı. İkinci geli-
          şinde bayılmadı ama bayılır gibi oldu. Üçüncü gelişinde biraz daha
          ona alıştı, sonra onun huzurunda sen ile ben gibi oldu. İşte demek
          ki  insanlarda  ilk  tecelli  eden  bir  hâle  alışıncaya  kadar  hayli  bir
          zamanı var.
            Sadeddin  Kaşgarî  işte  on  beş  gün  kendimi  evimde  ailemden,
          çocuklarımdan  hep  gizledim.  Çünkü  onlar  yanıma  gelse  onlara
          baksam düşüp ölecekler, diyor.
            Nizameddin  Hamuş  Hazretleri,  kimin  hakkında  celalleniyorsa
          bir çöp alıyor dört cızı ile yere kabir çiziyormuş. O insan nerede
          olursa olsun düşüp ölüyormuş.
            Müritlerinden bir tanesi varmış, çok seviyormuş. Onun babası
          da  Kaşgar  vilayetinin  kâdısıymış.  Bir  gün  Nizameddin  Hamuş
          Hazretleri’nin oğullarına iftira etmişler. Onları tutuklamak istemiş-
          ler, ele geçmemişler, kaçmışlar. Padişah daa ihtiyar babaları Niza-
          meddin Hamuş’u tutuklayın demiş.
            Ama  daha  evvelce  o  müridi  çarşıda  bir  gün  telaşeli  görmüş.
          Bakmış ki çok telaşeli, öyle bir heyecanlıymış.
            — Nedir sendeki bu heyecan.
            — Efendim, babam can veriyor. Padişahın kâdısıdır.
            Mübarek  birkaç  dakika  böyle  ayakta  göz  yummuş,  bir  rabıta
          yapmış. Ondan sonra koltuğunu kaldırmış:
            — Git onu zımmıma aldım, daha ölmez. Kendi hayatımdan ha-
          yat verdim ona, demiş.
            O  inanmış  artık  o  heyecandan  vazgeçmiş.  Hâlbuki  babasının
          cenaze  masrafını  görmeye  gidiyormuş.  Bakmış  ki  ölecek  babası
          dirilmiş, kalkmış. Yirmi sene daha yaşıyor.
   298   299   300   301   302   303   304   305   306   307   308