Page 300 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 300
Tasavvuf Sohbetleri 5 295
Onun cesedi onun için bir alet olmuş. Nasıl ki İbrahim aleyhis-
selam: “Beni Rabbim yedirir, Rabbim içirir, Rabbim yatırır, Rab-
8
bim kaldırır, Rabbim konuşturur, Rabbim yürütür. ” demiş.
Eğer bir insan da varlığından kurtulursa, o da alet oluyor. Onun
da mürebbisiyle bizde evvela fenafişşeyh olmak vardır. Fenafiş-
şeyh olunca seni de şeyhin yediriyor, şeyhin içiriyor. Sen o zaman
farkına yeteceksin.
Ne zaman ki fenafişşeyh olursan, varlığın şeyhin varlığında yok
olursa, meşayihin varlığı sende tecelli ederse o zaman sen farkına
yetersin.
Bakarsın ki seni şeyhin yediriyor, şeyhin içiriyor, şeyhin yatırı-
yor, şeyhin kaldırıyor, şeyhin yürütüyor, şeyhin konuşturuyor. Sen
de oldun bir alet. Ama o safhaya gelinceye kadar, bir cüz’î iraden
var, onu sarf edeceksin.
İşte zahirde bu cüz’î irademiz nedir?
Bizim için Rabıta-yı Nakş-i Hayal’dir.
Rabıta-yı Nakş-i Hayal, mecazımız; Rabıta-yı Nakşi Hayal, tak-
lidimizdir.
Onun için Nakşibendi Efendimiz: “Beni taklit edin.” buyurmuş.
“Beni taklit edin ki unutmayasınız. Beni unutursanız benden ayrı
düşersiniz. Beni unutmazsanız ben sizinle beraberim.”
Bu yol onun yolu, bu tarikat onun tarikatı, bu ameller onun
amelidir.
“Beni taklit edin ki unutmayasınız.” Onun için buyuruyor ki:
Ateş-i aşkınla yandır Salih’i
Ne demektir? “Yandır” demekten maksat, senin öyle bir sevgini
bana ver ki kalbimden her şeyi atsın.
Nasıl ki ateşe atılan cisimler yanar, yok olur. Ateşe atılmayan
cisimler yanmaz, yok olmaz. Öyleyse insanların kalbinde, bizim
kalbimizde de cisimlerimiz var. Ateşe atılırsa:
8 Şuara, 26/79.