Page 322 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 322

Tasavvuf Sohbetleri 5                                   317

                 Mir’at-ı Muhammed’den Allah görünür daim
            Bu Mevlid’de de okuyor:
                 Zâtıma mir’at edindim zâtını,
                 Bile yazdım adım ile adını
            Cenâb-ı Hakk, Peygamber Efendimiz’in nurunu halk etti, zatını
          mir’at etti, onda zatını seyretti.
            Ebu  Cehil  –lanetullah-,  Peygamber  Efendimiz’in  karşısına
          geçmiş kendisine yaramaz sıfatları saymış. Sıddık Ekber Efendimiz
          ise  methetmiş.  Ebu  Cehil  -hâşâ  estağfurullah-,  kötü  sıfatları  say-
          dıkça, Peygamberimiz de hepsine “saddakna, doğru söylüyorsun”
          demiş.  Sıddık  Ekber  Efendimiz’e  de  “saddakna,  doğru  söylüyor-
          sun” demiş. Sahabe sormuşlar:
            — Ya Resûlullah, Ebu Cehil sana o kadar kötü sıfatları saydık-
          ça sen doğru söylüyorsun, diye tasdik ettin. Yâr-ı gârın Ebubekir
          de seni methetti, onu da tasdik ettin. Biz bu sırrı, esrarı anlayama-
          dık.
            Peygamberimiz: “Biz Mir’atullahız, Hakk aynasıyız. Ebu Cehil
          kendi sıfatını gördü, kendi sıfatlarını bana saydı.” buyurmuş.
            Aynanın  karşısına  kim  geçerse  kendisini  görür.  Ayna  kendi
          cismini göstermez, ayna ancak karşısındaki cisimleri gösterir.
            İnsan anasırı zıddiyetini değiştiriyor ise hakikat aynası oluyor.
            Yunus  aleyhisselam  balığın  karnında  “Lâ  ilâhe  illâ  ente
                                         5
          subhâneke innî küntü minezzâlimîn ” zikrini yapa yapa otuz dokuz
          gün sonra balığın gövdesi cam oldu. Kara bulut gibi dağ gibi top-
          rak  parçaları  gibi  balığın  gövdesi  cam  oldu  denizi  seyrediyor.
          Kelâm-ı kibârda var:
                 Mekânım batn-ı hût oldu
            Demek ki tasavvuf ehli bunu derûnunda yaşıyor.
                 Mekânım batn-ı hût oldu memâtım lâ-yemût oldu
                 Muhâfız ankebût oldu ben oldum gâr-ı dervîşân

          5    Enbiya,  21/87.
   317   318   319   320   321   322   323   324   325   326   327