Page 325 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 325

320                                         Gülden Bülbüllere

                 Abd i Hakk beyninde yüz bin hicap var
                 Her hicapta yüz bin sual cevap var
                 Burada inceden ince hesap var

            Buradaki inceden ince hesap ne olabilir?
            Cenâb-ı Hakk: “Kulum ben sana şah damarından yakınım.” bu-
          yuruyor. Resûlullah: “Sen Allah’tan çok uzaksın.” diyor. Buradaki
          ince hesabı ara bul. Bu uzaklık nedir, bu yakınlık nedir?
                 Bulam dersen eğer ayn-ı îmânı
                 Çalış ki olasın şeyhinde fânî

                 Sana senden yakın olanı tanı
                 Hakkikat güllerin görmek dilersen
                 Marifet meyvesin dermek dilersen
            Hakkikate,  marifete  ulaşmak  istiyorsan,  çalış  ki  şeyhinde  fani
          olasın o zaman sana senden yakın olanı tanırsın, diyor.
            Eğer  sen  fani  olmazsan  tanıyamazsın,  çünkü  “Talibin  kemali
          yoklukta imiş, varlıkta değilmiş.”
                                                      9
            Cenâb-ı Hakk: “Velekad kerremna Benî Âdeme ” ayet-i kerime-
          sinde buyuruyor: “Biz kerameti insanlara verdik.”
            Ama  tasavvuf  bu  kerameti,  kemâlat  olarak  kabul  etmiyor.
          Kemâlat “mahviyet”tir, yokluktur, diyor.
            Keramet de bir varlıktır, ondan da geçmek lazımdır.

            Cüneyd-i  Bağdadî  Hazretleri’nin  zamanında  vaktin  padişahı,
          mübareği  duymuş.  Cüneyd-i  Bağdadî  büyük  bir  ulemâ,  evlad-ı
          Resul’denmiş  ve  bir  tarikat  reisiymiş.  Ziyaretine  gitmek  istemiş,
          vezirine demiş ki:

            —  Vezir  yabandan,  haşarattan  yabani bir  hayvan  tut.  Onu bir
          gizli kaba koyup götürelim. Ona şeyh, veli diyorlar. Onu bir dene-
          yelim, bakalım, veli midir, değil midir?

          9    İsra, 17/70.
   320   321   322   323   324   325   326   327   328   329   330