Page 324 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 324

Tasavvuf Sohbetleri 5                                   319

            Onların  kalpleri  de  masivadan  oruçludur,  onların  kalplerine
          mâsivadan  herhangi  bir  şey  gelse  bu  sâimleri  bozulur.  Bir  insan
          sâimi bozunca cezalanıyor.

            Evliyaullah -itimat edin-, bir nefesini gafil alsa verse onun için
          büyük bir suçmuş. O zaman boy abdesti alıyormuş, ağlıyormuş. Bir
          insan bir nefesini zayi ederse, ömrü boyunca ağlasa onu daha öde-
          yemez. Çünkü bizim için mühim olan nefestir.
            Neden  mühim  olan  nefestir?  “Men  arafe  nefsehu  fakad  arafe
                 6
          rabbehu ”  “Nefsini  bilen  Rabbısı’nı  bildi,  nefesinden  ayık  olan
          Rabbısı’ndan ayık oldu.” emri fermanı var.
            Cenâb-ı  Hakk’ın  bin  bir  ismi  var.  Bin  bir  isminin  içerisinden
          seçilmiş doksan dokuz esma-yı hüsna var. Bir de lafza-ı Celal var.
            Cenâb-ı Hakk’ın, bin bir ismi sıfatlarına mahsus, ait olan isim-
          lerdir. Ama zatına mahsus isim: lafza-ı Celal, Allah’tır.

            Fakat buna musannık tasavvuf âlimi nasıl yorum yapıyor? Bu-
          yuruyor ki “elif”, “lâm”, Allah’ı tarife işarettir. Lâm’ın üzerindeki
          müşeddid,  tekrar  lâm  uzatması  tarifte  mübalağaya  işarettir.  Ama
          esas  Cenâb-ı  Hakk’ın  gaybiyetteki  görünmeyen,  zâtına  mahsus
          olan isim: o “ha”dır. Lafza-ı Celal’in ahiresindeki “ha”dır.
            O  da  işte  bir  nefes,  “ha”  ile  girer  “ha”  ile  çıkar.  Bütün
          mahlûkatta  bu  caridir.  Onsuz  hiçbir  şeyde  hayat  yoktur.  İnsanlar
          bunu gerek bilsinler gerek bilmesinler.

            İşte bilenler ayık oluyor, bilmeyenler gafil oluyor.
            Bilenler ayık oluyor, nasıl oluyor? Cenâb-ı Hakk: “Nahnu ak-
              7
          rabu ” “Kulum ben sana şah damarından daha yakınım.” bilenler
          böyledir.
            Bilmeyenler  nasıl  oluyor?  Peygamberimiz  buyuruyor  ki:  “Kul
          ile Allah’ın arasında yetmiş bin perde var. Her perdenin kalınlığı
                              8
          yer ile gök arası kadar. ” Bir kelâmda:

          6
           Eşrefoğlu Rumi, Müzekkin Nufüs, s. 527.
          7    Kaf, 50/16.
          8    Ramiz’ul Ehadis, Hadis no: 4156.
   319   320   321   322   323   324   325   326   327   328   329