Page 199 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 199
Gülden Bülbüllere
Nakşibendi Efendimiz Hazretleri ihvana hizmet olsun diye kış-
lık ve yazlık ayrı tekke yaptırırmış.
Nakşibendi Efendimiz Hazretleri ne yaparmış? İhvanlara hizmet
olsun diye ‘ilkbaharda kışlık yapıları sökün’, diye emredermiş
sökermişler. ‘Yaza göre yapın yapıları’, dermiş yaparmışlar. Son-
baharda da ‘bu yazlık yapıları sökün’ dermiş, sökermişler. Bu böy-
le devam edermiş. Bir ilkbahar söküşünde veya sonbahar söküşün-
de ihvanlar demişler ki:
—Kurban bir takım kışlık yapalım, bir takım da yazlık yapalım.
Yaz olunca yazlıkta, kış olunca kışlıkta kalırız. Mübarek demiş ki:
—Acizleniyor musunuz? Ben size hizmet olsun himmet alasınız
diye böyle yaptırıyorum. Benim size hiç ihtiyacım yok, demiş mü-
barek.
Orada bir sele varmış.
—Sizin hizmetinizi bir sele de görür. Git sele, taş, kum getir.
Sele yuvarlanmış gitmiş taş kum dolmuş gelmiş. Demiş:
—Size hizmet olsun diye böyle yaptırıyorum. (GBT)
...
Nakşibendi Efendimiz’in çok halifeleri vardı. Birisi de Mu-
hammed Parisa Hazretleri idi. Parisa: genç demek, civan demek.
Bir gün Nakşibendi Efendimiz evinde otururken Muhammed Pari-
sa, on sekiz yaşında, kapıya gelmiş. Kapıyı çalmış. Hizmetçilerine
demiş ki:
—Çık bakayım kapıda kim var?
Görevli gelmiş demiş ki:
—Bir Parisa yani bir genç var.
—Sen Parisa imişsin. Demiş.
Bu Parisa ismi oradan kalmış. Onu çok seviyormuş. Bu yol,
yokluk yolu. Nakşibendi Efendimiz reis-i evliyâdır. Ne kadar ev-
liyâ varsa hepsinin başıdır. Böyle iken Muhammed Parisa’nın
ayaklarının altına yüzünü iki defa koymuş.
Birisinde çamur karıyorlarmış, yaz mevsimi.