Page 197 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 197
Gülden Bülbüllere
başlamışlar. Molla İbrahim Nakşibendi Efendimiz’i çocuk ama
ilim ve kemal sahibi olduğunu biliyor. Onlara karşı sormuş:
—Ya iki gözümün nuru Muhammed Bahaeddin, sen de şükür
hakkında bir şey bahseder misin?
Mübarek hiç düşünmeden tereddüt etmeden demiş,
—Şekertüm kefertüm.
Hep ulemâ orada bir tiksinmişler, o nasıl bir sözdür: Her kim ki
şükrettim derse kâfir olur. Yani ben şükrettim, şükrümü eda ettim
derse kâfir olur. Ulemâ hazmedememiş, anlayamamışlar.
O zaman demiş ki:
—Kul nerede şükür etmek nerededir. Cenabı Hak, kula sayısız
nimet vermiştir. Kulun bütün Allah’a olan ibadeti, itaati en basit
ağzında olan otuz iki dişinden bir dişinin karşılığı değildir. (GB5)
…
Allah tarikatımızı anlamak, yaşamak nasip etsin. Allah’a şükür.
Tarikatımız Nakşibendi. Allah cemaatimizi arzusuna ulaştırsın.
Tarikatımızın en son makamına ulaştırılsın.
Tarîkımız Tarîk-i Nakşibendi
Kamu ehl-i tarikin serbülendi
Bütün tarikatlardan üstün bizim tarikatımız. Ben söylemiyorum.
Kelâm-ı kibâr söylemiş:
Girenler hâb-ı gafletten uyandı
Zuhûratı Pirimden söylerem ben
Allah’a şükür. Çok şükür. Zamanımızda battal tarikatlar da var.
Küfrî tarikatlar da var. Allah onlardan bizi korumuş, muhafaza
etmiş.
Küfrî tarikat hangisi? Şeriatı olmayan tarikat küfrî tarikattır.
Hak değildir onlar. Bâtıldır. Tarîk-i Nakşibendi’ye dahil olanlar
eğer o yolu takip ederlerse muhakkak veli olacaklar, velayete ula-
şacaklar. Eğer o yolu takip ederlerse, Allah kaydırmasın. (GB1)
…
Mevlânâ: “Ne olursan ol, gel…” demiş.