Page 215 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 215

Gülden Bülbüllere

          muza geldiğiniz zaman içinizdeki bütün dünya şuğullarını çıkarın
          atın. Allah’ı anaraktan gelin.
            —Siz ne derdiniz ona?
            —Biz de sükût ederdik.
            Şeyh Efendi ne demiş?
            —Yahu, siz ne kadar dûn-i himmet insanlarsınız.
            Niye bu kadar himmetsiz kalmışsınız?
            —Efendim ne diyecektik?
            —Siz  niye  demiyorsunuz,  biz  Allah’ı  bilmeyiz,  biz  Allah’ı
          fehmedemeyiz bilemeyiz, biz seni biliriz.
            Burada  yanlış  anlaşılmasın!  Çünkü  Allah’a  bizim  gıyabî  ima-
          nımız var. Peygamber Efendimiz’e imanımız var. (GB5)
          ...
             Alaattin Attar Hazretleri müridi Abdülkebiri Yemeni Hazretleri-
          ne  birçok  şeyler  sormuş.  Birçok  öğrenmediği  şeyleri  oradan  öğ-
          renmiş.  Birçok  makamlar  haller  görüntüler  orada  ona  görünmüş.
          Tecelli zevki onun sohbetinde açılmış ya şöyle olmuş:
            Beytullah’ı  tavaf  ederken  Beytullah’ın  örtüsünden  bir  tecelli
          görmüş.  Cenabı  Hakk’ın  sıfat  nurunu  örtüden  görmüş.  Cenabı
          Hakk’ın sıfat nuru sıfatlardan görünür.
            Abdulkebiri Yemeni Hazretleri abdallar sınıfındaymış. Asla et
          yemezmiş dermiş ki:
            —Bir canlı ki iki gözü vardır. Cenabı Hakk’ın bütün halkiyetini
          hikmetlerini seyreder de onu nasıl öldürür yerim,
            İşte bu Alaattin Attar müridi daima boş zamanlarında onun soh-
          betine gidiyor sohbetini dinliyor. Bir gün sohbetinde bir danişment,
          bir hoca sohbetine itiraz etmiş.
            —Şu şöyle olmaz, beni ikna et, demiş.
          Mübarek onu ikna etmeye çalışmış, sohbeti bırakmış. Çok büyük
          cemaati var. İkna etmiş, fakat hoca:
            —Tatmin olmadım, demiş.
   210   211   212   213   214   215   216   217   218   219   220