Page 302 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 302

Altın Silsile                                           285


            38- Seyyid Abdurrahim Reyhan Erzincani K.S.


              Nakşibendi  Tarikatının  Halidi  kolunun  Erzincan  Şubesinin
          dördüncü şeyhi ve Altın Silsilenin otuz sekizinci halkası olan Sey-
          yid Abdurrahim Reyhan Hazretleri (k.s.) 1930 yılında Erzincan’ın
          Karakaya  (Keleriç)  beldesinde  dünyayı  teşrif  etmişlerdir.  Babası
          Emiroğulları sülalesinden Seyyid Hoca Hüseyin Efendi, annesi ise
          Saliha hatunlardan keşif ve keramet sahibi Tûbî Hanımdır.
                 Hoca Hüseyin Efendi âlim ve fazıl bir şahsiyet olup Şeyh Mu-
          hammed  Beşir  Erzincani  Hazretlerinin  (k.s.)  en  büyük  oğludur.
          Muhammed  Beşir  Hazretleri ise  Halidi  Kolunun  Erzincan  Şubesi
          kurucusu Şeyh Muhammed Sami (Piri Sami) Hazretlerinin halife-
          sidir.
               Abdurrahim Reyhan Hazretlerinin (k.s.) yaşadığı bölge pek çok
          tasavvuf büyüğünün mührünü taşıyan ve erenler yatağı olarak bili-
          nen  bir  bölgedir.  Çocukluğundan  itibaren  çevresince  çok  sevilip
          sayılan  Abdurrahim  Reyhan  Hazretleri  (k.s.)  sâhip  olduğu  güzel
          ahlâk  nedeniyle  “Abdurrahim  Efendi”  şeklinde  anılmaya  başlan-
          mıştır.
               Babası  Hoca  Hüseyin  Efendi  dedesi  Erzincanlı  Nakşi  Şeyhi
          Muhammed Beşir Efendi ile Otlukbeli ve Tercan’daki dergâhlarda
          kalmış  ve  orada  şeyhine  ve  ihvanlara  hizmetlerde  bulunmuştur.
          Daha sonra Keleriç’e göçerek bağcılık ve tarımla uğraşmıştır. Ab-
          durrahim Reyhan Hazretleri (k.s.) 14 yaşında iken altı kardeşi ile
          birlikte  yetim  kalmıştır.  Çok  farklı  bir  çocukluk  dönemi  geçiren
          Abdurrahim  Reyhan  Hazretleri  (k.s.)  akranları  değişik  oyunlar
          oynarken günlerini kitap okumakla ve tefekkürle geçirmiştir.
                Ailesinin geçimini sağlamak için bir yandan babasından teva-
          rüs eden bağcılık ve tarım işlerini yürütmüş, diğer yandan da ma-
          rangozluk yapmıştır.
             Askere  gittiğinde,  daha  önce  okula  gitmediği  halde,  güzel
          ahlâkı  ve  güven  verici  kişiliğinden  dolayı  kendisine  hem  çavuş
          rütbesi ve  hem  de askeri depoların  güvenlik  sorumluluğu  verilen
   297   298   299   300   301   302   303   304   305   306   307