Page 135 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 135

Gülden Bülbüllere                                                   130
          Mevlana  Halid  gidiyor.  Bakın  şimdi  orada,  Beytullah’ta  onu  kerih
          görmeseydi,  orada  irşat  olacaktı,  Abdullah  Dehlevi  Hazretleri  onu
          irşat edecekti.
          Ama  ilminden  geçirmek  böyle  oluyor.  Aynı  Şems  de  Mevlana
          Hazretlerini  ilminden  geçirmek  için  böyle  yapmıştır.  Cahilliğe
          düşürmüştür.  Cahillerin  yapmadığı  hareketleri  yaptırmıştır.  Onu
          ilminden  geçirmek  için,  şöhretini  kırmak  için,  halkın  gözünden
          düşürmek için yapmıştır.
          Şöhrette  afat  vardır.  İnsanlarda  ilim  de  bir  varlıktır,  amel  de  bir
          varlıktır. Şöhret de bir varlıktır. Onun için bunlardan  geçmek kolay
          değil, insan bunlardan kolay geçemez.
          İşte Mevlana Halidi Bağdadi Hazretleri yedi senede Hindistan’a gitmiş
          ki  Abdullah  Dehlevi  Hazretleri  dünyasını  değişmiş,  kaim  makamı
          yerinde, orada Hz. Ziyaeddin duruyor.
          Abdullah  Dehlevi  Hazretleri,  Ziyaeddin  Hazretlerine  ölmeden  evvel
          diyor ki,
          —Bağdat’tan  Molla  Halid  geliyor,  o  gelinceye  kadar  ben  dünyamı
          değiştiririm,  ama ona gereken muameleyi yap  onu iyi  yetiştir, diyor.
          Manevi  gücün,  kuvvetin,  maharetin  neyse  ona  işle  diyor.  Böyle
          tembihliyor.
          Mevlana Halid geliyor görüyor ki gördüğü adam değil. Eyvah, diyor.
          Ama Ziyaeddin Hazretleri,
          —Merak  etme  hiç  değişen  bir  şey  yoktur,  diyor.  Senin  gördüğün
          Hazreti  Pir  seni  bana  ısmarladı,  diyor.  Sen  korkma,  hizmetini  gör
          alacağını alırsın, diyor.
          Ona, yedi sene su taşıttırıyorlar tekkeye, sakalık yaptırıyorlar. Ağacın
          ucuna  küfeler  bağlanır,  omuzda  dereden  su  taşırlar.  Bunlara  saka,
          hamal derler. Omuzları yara olmuş, yaraları kabuk bağlamış, kabuklar
          kalkınca kanıyormuş.
          Bir Ermeni hanımı varmış. Onun kapısının önünden suyu götürürken,
          o  Molla  Halid’in  yaralarını  kanamış  görünce,  bu  hanım  onun
          yaralarına  bakmış,  onu  tedavi  etmiş.  Pamuk  getirmiş,  o  yaraların
          üzerine zorla ısrar ederek koymuş.
          Bunu Ziyaeddin Hazretleri görmüş.
   130   131   132   133   134   135   136   137   138   139   140