Page 139 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 139
Gülden Bülbüllere 134
Gizli esrarını her yerde açma
Varsa gevherin meydana saçma
Her bir suyu ab-ı hayat sanıp da içme
Bunlar hatalıdır, yasaktır. Onun için şeriat var, tarikat var, hakikat var,
marifet var.
…..
Bizim efendimiz de dedi ki,
—Seyri sülûkü kaldırdılar. Zahir adabı da kalktı, kolaylaştı. Seyri sülûk
da kalktı kolaylaştı. Tarikatımız çok kolaylaştı.
Seyri sülûkün yerine yalnız gönül meşakkati çektirirler. Mesela senin
elinde çıkan, parmağında çıkan bir yara veyahut da kazadan olsun
veya herhangi bir kendi kendinden vücudunda olan bir arıza, hastalık
onun seyri sülûk yerine terakkisi olur.
Allah'a şükür zahir adabı da zaten gönle bağlamışlar. Ama gönülden
unutmayacaksın tabiî. Her zaman zahirdeki adabın neyse gönülden
yapacaksın.
Bu şimdi müridi ne yapar?
Tekebbür sahibi etmez.
Daima müridi ne yapar?
Yani alçaltır, tevazuyu andırır, tevazuyu yaşatmış olur. Şimdi bu
zamanımızda tevazu da zaten hazmedilmiyor. Ama adamına göre,
yerine göre lazımsa yapacaksın.
Ama icabında bunu sen yapabilir misin? Çarşıya çıktığın zaman
görmüş olduğun hep insanların ayağının altına yüzünü koyabiliyor
musun? Bunların hepsi benden iyi, buraya yatayım da yüzümü
çiğnesinler diyebiliyor musun?
Bunu gönülden yapabilmek zaten yetmiş beş bin evrat çekmekten
daha fazla seni terakki ettiriyor. Ama bu zahirde bilinmiyor,
görünmüyor. Tatbikatı yok çünkü sen de bilmiyorsun.
Mesela bir insan sülûka koyulsun bunun çeşitli çeşitli zahirde ibadeti
ameli olsun, ne kadar olursa olsun bunların hepsinin sonu nedir?
Hepsinin sonu mahviyettir. Mahviyete düşmedikten sonra onlar hiç,
hava olur.