Page 138 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 138

Aşk ve Mahviyet                                                     133

          Gülden Bülbüllere 4-7

          "La Mabude İllallah, La Maksude İllallah, La Mevcude İllallah" sözleri
          bir talipte hâldir.
          “La Mabude İllallah” mabudum Allah.
          Ama “La Maksude İllallah” makamında, o hâl onda tecelli etmedikten
          sonra maksudum Allah demek, kaziplik (yalancılık) oluyor. Niçin?
          Maksudum  Allah  diyen  bir  kimse  tamamen  kendini  her  şeyden
          kurtaracak.  Yani  Safiye  makamına  ulaşacak.  Tamamen  her  şeyi
          kalbinden  silecek,  atacak.  Sırf  Allah  ile  olacak  ki  maksudum  Allah
          demesinde sadık olsun, kazip olmasın.
          Bir de mesela “La Mevcude İllallah” var. Yani bir insan “La Mevcude
          İllallah”  makamına  ulaşmadıktan  sonra  mevcudata  Allah  dese
          küfürdür,  diyemez.  Ama  o  “La  Mevcude  İllallah”  makamına  ulaşır,
          haktır. Amennâ ve saddaknâ insan bu makama ulaşıyor. Fakat o ne
          oluyor?
          Onun  gözünde  kendi,  bütün  varlıkları  ve  cisimleri  yok  oluyor,
          kayboluyor.  Bu  sefer  bütün  cisimler  Cenabı  Hakk’ın  varlığına  bir
          mir’at/ayna  oluyor.  Böyle  müşahede  ediyor.  Zaten  kendisi  olmadığı
          halde kendisinden, kendi varlığını yitirdikten sonra bu böyle oluyor.
          Ondan  sonra  kendi  varlığına  geldikten  sonra  yine  bütün  cisimlerde
          meydana çıkıyor. O zaman bu cisim Allah diyemez, küfürdür.
          Çünkü  Cenabı  Hakk’a  hâşâ  mekân  olmaz.  İman  ne?  Cenabı  Hak
          noksan  sıfatlardan  beridir.  Allah'a  noksan  sıfat  isnat  edilmez  ama  o
          hâlde  zaten  noksan  sıfat  yok,  kalmıyor  ki.  Ayıldıktan  sonra  yine
          cisimler meydana sıfatta çıkıyor, onlara diyemez. İşte diyor ki,
                        Kendini kendi göre kendi bile
                             Bâkîsın eydemezem gelmez dile
          Zamanında  bunlar  yaşanmıştır.  Belki  şimdi  böyle  yaşatmıyorlar  da.
          Yani yaşatmıyorlar ne demek? Bunu halka göstermiyorlar.
          Olan var mıdır? Yaşayan vardır ama ancak bunu hıfzeden için. Hani
          ne buyuruyor,
   133   134   135   136   137   138   139   140   141   142   143