Page 166 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 166

Aşk ve Mahviyet                                                     161
          taşınmaz, anlaşılmaz. Yaşayan da taşıyamaz, taşıyan da yaşayamaz ki
          anlaşılmaz, anlamayı bilmeyen de onu anlayamaz.
          Ne olur buna?
          Götürürler doktora, doktor bir şey anlamaz. Götürürler hocaya, hoca
          bir  şey  anlamaz.  Ne  olmuş  derler?  Deli  olmuş,  tımarhaneye
          götürürler. Ne yaparlar? Ona eziyetten başka bir şey yapamazlar. Bir
          çare bulamazlar.
          Onun  için  burada  rabıta-i  nakşı  cemali  biz  göremeyiz,  bizimki
          hayaldir.  Ama  insan  hayalden  nakşa  geçiyor.  Hayal  ede  ede    nakşa
          geçiyor.  Hayal  demek  unutmamak  veya  da  gözünün  önünden
          kaçırmamaktır.
          Onun için burada her içtiğinizi, her aldığınızı, her verdiğinizi onunla;
          kalktığınız  zaman,  oturduğunuz  zaman,  namaz  kıldığınız  zaman,
          yemek  yediğiniz  zaman,  bir  vasıtaya  bindiğiniz  zaman,  şeyhiniz
          rabıtanızla  beraber,  rabıtayı  unutmayacağız,  şeyh  efendimizi
          unutmayacağız. Bize lazım olan budur.
   161   162   163   164   165   166   167   168   169   170   171