Page 165 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 165
Gülden Bülbüllere 160
….
Zeliha’yı Yusuf aleyhisselam için kınadılar. Kölesiyle söylendiği için
kınadılar. Zeliha onları ikna etmek için… Büyük bir evi varmış.
Mısır'da hükümet erkânının ileri gelenlerinin hanımlarını evine davet
ediyor. Yusuf aleyhisselamı da evin köşesine siyah bir perde asıyor,
arkasına koyuyor ve göstermiyor. Gelip eve doluyorlar. Hizmetçileri,
cariyeleri çok, bunlar da hizmet görüyorlar. Bütün gelenlere birer
tabak içerisinde birer tane bıçak, birer tane elma dağılıyor. Ama diyor
ki,
—Sakın ben kesin demedikten sonra kesmeyeceksiniz.
Bütün dağılıyor elmalar hizmetçilere soruyor.
—Tamam mı, herkesin elması verildi mi?
—Verildi.
—Hadi kesin.
Perde açılınca Yusuf aleyhisselamın yüzüne nasıl baktılarsa gözlerini
ayıramadılar. İşleme geçmişler elmaları kesiyorlardı, o elmaları
kesmediler ellerini doğradılar. Cenabı Hak bunu bize Kur'an'da
bildiriyor. Ellerini doğradılar ve acısını da duymadılar. Ondaki olan
güzellik onların gönlünü öyle aldı ki ellerini kestiklerini bilemediler ve
acısını da duymadılar. O da yine onda beşeri olan bir güzellikti.
Cenabı Hak zahirde, beşerde onun kadar güzel bir kimseyi halk
etmemişti. Görenler bütün onu melek, beşer değil diyorlardı.
Demek ki şimdi burada Evliyaullah’ın hayali rabıtası, rabıta-i nakşi
hayal var, rabıta-i nakşi cemal vardır.
Rabıta-i nakşı hayal zahir görünen tarafı. Bize lazım olan odur. Biz
ancak onu hayal ederiz, onu düşünebiliriz.
Rabıta-i nakşı cemali biz göremeyiz. Bunu zamanımızda göstermezler.
Ama niye göstermiyorlar?
Bir insan rabıta-i nakşı cemali görürse ne olur?
Maişetten dûr olur, yemekten, içmekten dûr olur, hareket yapamaz.
Bu zamanda şimdi onun için hâli gizlemişler, hâlinden haberdar
etmezler. Onu da gizli geçirirler. Rabıta-i nakşı cemali gizli geçirirler,
göstermeden geçirirler. Onun için gizlemişlerdir. Bu zamanımızda o