Page 101 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 101

Tasarruf                                                 89

          deyince Efendim yine:
              ˗  Bir  şey  olmaz  Hocam!  Onu  gittiğiniz  zaman  Amasya’da
                 yaptırırsınız. Devam edelim yola!
          buyurdu.

                 O gece Lori’de yatıp sabah teveccühe katıldık. Kahvaltıda
          Efendim’e yakın bir sofradaydık. Efendim:
              ˗  Hocam, yola çıkmayı düşünüyor musunuz?
          dedi. Ben:
              ˗  Efendim, ne emrederseniz onu yaparız.

          dedim. Efendim de:
              ˗  Hocam,  bir  şey  olmaz.  Böylece  gidin.  İnşallah  arabayı
                 Amasya’da tamir ettirirsiniz.
          dedi.
            O akşam hatmeye katıldık. Hatmeden sonra aynı araba ile Aşağı
          Lori’den  Gümüşhane-Trabzon  sahilinden Amasya’ya gittik.
          Amasya-Lori arasında epey bir mesafe vardır. Biz tabii işin hep za-
          hirini düşünüyorduk, ama Efendim böyle emrettiği için ben “Bunun
          da bir hikmeti vardır!” diyordum. Yanımdaki arkadaşlarla beraber
          arabada 4 kişiydik. Arkadaşlar:
              ˗  Hocam, bu arabaya bir baktırsan mı? Biz başka arabaya bin-
                 sek de yükü azalsa mı?
          deyip duruyorlardı. Ben:
              ˗  Gerek yok! Efendim böyle emretti. Amasya’ya kadar gide-
                 ceğiz. Bir şey olmaz.
          dedim.
            Aşağı  Lori’den  Karadeniz  sahiline  doğru  gidip  Trabzon-Rize
          arasında bir yerden ana yola çıktık ve Trabzon tarafına dönüp gittik.
          Arabanın harareti yükselmiyordu. Hiçbir şey olmadan Ordu- Gire-
          sun-Samsun güzergâhı  üzerinden  Amasya’ya geldik. Amasya’da
          arabayı bir ustaya gösterdim. Usta ile aramızda şu konuşmalar geçti:
              ˗  Sen bu arabayla Amasya’dan buraya kadar böyle mi geldin?
   96   97   98   99   100   101   102   103   104   105   106