Page 227 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 227
Tasarruf 215
Necati Seyyidoğlu
Efendim Hazretleri 1984 yılının başlarında, umre için olabilir,
Suudi Arabistan’a gidecek ve orada bir müddet kalacaktı. O tarih-
lerde doğmamış çocukların cinsiyetini belirlemek mevcut tıbbi ci-
hazlarla pek mümkün değildi, en azından bizim bunlardan haberimiz
yoktu. Bu yüzden müstakbel çocuğumuzun cinsiyetinin ne olduğunu
bilmiyorduk.
Efendim Hazretleri 1983 yılının sonlarına doğru ikamet ettiğim
Ankara’yı teşrif ettiler. Efendim Hazretleri Ankara’yı pek sık teşrif
etmedikleri ve 1984 yılının başlarında da umreye gidecekleri, dola-
yısıyla uzun süre kendilerini göremeyeceğimiz için “Fırsat bu fırsat-
tır” diyerek kendilerinden çocuğum için bir isim lütfetmelerini istir-
ham ettim. Fakat bu soruyu sorarken aklıma hiç “çocuğun henüz
doğmadığı” ve “cinsiyetinin henüz belli olmadığı” gelmemişti. Bir-
kaç isim telaffuz ettikten sonra bana “Büşra” ismini tavsiye etti. Ay-
rıca bu kelimenin “müjde” manasına geldiğini ve güzel bir isim ol-
duğunu bildirdi. İlk kez duyduğum bu isim o tarihlerde muhafazakâr
çevrelerce de pek bilinen bir isim değildi.
Bu cevabı aldığımda hâlâ çocuğumun henüz doğmadığı ve cinsi-
yetinin belli olmadığı hususu aklımda değildi. Gece sohbet bitip Ke-
çiören’deki sohbet mahallinden ayrıldıktan sonra, eve giderken ak-
lım başıma geldi ve kendilerinden keramet bekler ya da kendilerini
keramet göstermeye zorlar gibi Efendim Hazretleri’ne bu soruyu
sorduğum için utandım. Ancak iş işten geçmişti, ama iyi de olmuştu.
Eve gidince eşime “Hayırlı olsun. İkinci çocuğumuz da kız olacak
inşallah.” dedim. Birkaç ay sonra da Efendim Hazretleri’nin müjde-
ledikleri şekilde Büşra kızımız dünyaya geldi.
***
Abdurrahim Reyhan Hazretleri’ne Suudi Arabistan vizesi alın-
ması gerekiyordu. İlgili büyüklerimiz Efendim’in durumunu bildi-
rerek benden ve bir meslektaşımdan bu konuda Suudi Arabistan’ın
Ankara Büyükelçiliği’nden veya Başkonsolosluğu’ndan bilgi alma-
mızı istediler.