Page 230 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 230
218 Gülden Bülbüllere
˗ O hasta! Benim bu dünyada kimsem yok. O benden önce
giderse ne olurum, nerede kalırım ben!
diyerek bu konuyu Efendim’e arz etmişti. Efendim bir ikaz mahiye-
tinde:
˗ Sen onun bu dünyadan gidişini görürsün!
buyurdu. Kayınvalide ile gelin arasında yine sorun çıkınca Efendim
Bayburt’ta Necati Efendim’in evinde bunları bir odaya alıp:
˗ O diyor “benim dediğim”, o diyor “benim dediğim” Bunlar
hiçbir şey dinlemiyorlar!
buyurdu. O arada Edip Paşam’ın kalbi sıkışmış ve arkadaşı Ayhan’ı
aramış:
˗ Ayhan…
˗ Buyurun Paşam!
˗ Gel, beni hastaneye götür.
Ayhan gidip Edip Paşam’ı hastaneye, oradan da Erzurum’a gö-
türmüş. Edip Paşam Erzurum’da vefat etti. Yani Efendim’in anne-
sine “Sen onun bu dünyadan gidişini görürsün.” dediği Edip Paşam,
annesinden evvel gitti. Edip Paşa, adı üzerinde, edep üzerine yaşa-
mış, ömrünü tüm ihvanlara hizmet ederek geçirmiş değerli bir in-
sandı.
***
Köseli bir ağabeyimiz vardı, bize şöyle bir hatırasını anlattı:
˗ Ders almadan önce bazen Ankara’ya gidiyordum. Kafam al-
lak bullak olunca bir yere gidip zıkkımlanıyor ve kafamdaki
meseleyi bu şekilde (!) hallediyordum. Efendim’den ders al-
dıktan sonra yine Ankara’ya gittim. Ulus’tan aşağıya iner-
ken aklıma o yer geldi. Fakat “Efendim’den sonra nasıl olur
da ben oralara gidebilirim?” diye düşündüm. Ama o yer
gönlüme öyle bir düşmüştü ki kendimi tutamıyordum. Ne-
redeyse karşıdan karşıya geçip o yere girecektim. Bir de
baktım Efendim o dükkândan çıkıyor. Amaaan! Görünme-
den bir kaçtım, bir kaçtım. Efendim böylece beni artık ora-
lara gitmekten muhafaza etti.