Page 229 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 229
Tasarruf 217
Mehmet Çimen
Bir seferinde bir ihvan ağabeyimizin minibüsüyle Bayburt’tan
Maden-Aşkale-Erzincan güzergâhı üzerinden Efendim’e ziyarete
gidiyorduk. Maden’de oturan bir ihvan ağabeyimiz Trabzon’da
ameliyatla böbreğinden taş aldırmıştı. Ona uğrayıp ziyaret ettik.
Bize:
˗ Beni de Efendim’e götürün.
dedi. Biz de:
˗ Olur, gel.
dedik. Erzincan’a geldik, Efendim’in huzuruna çıktık. Efendim o ih-
van kardeşimizi yanına çağırıp ameliyatın nasıl geçtiğini, şimdi nasıl
olduğunu, hâlini hatırını sordu. Sonra hastalık konusunda bir sohbet
açarak “Hastalık mahluk-u Huda’dır (Allah’ın yarattığı bir şeydir).
Emir ile gelir, emir ile gider.” buyurdu.
Bu arada o ihvan kardeşimizin hastalığına “git!” diye dua etmiş.
Tabii o zaman biz bunu bilmiyoruz. Ziyaretten sonra Bayburt’a geri
geldik. Hasta olan kardeşimiz bir hafta sonra Trabzon’a kontrole git-
miş. Doktor:
˗ Sen bizden başka nereye gittin? Ne yaptın? Ne yedin, ne iç-
tin? Sen hiç ameliyat olmamış gibi olmuşsun.
demiş. Ağabeyimizden başparmağının iki boğumu gibi pürüzlü bir
taş alınmıştı. Ben de görmüştüm o taşı. Tabii doktor böyle deyince
diyemiyor ki “Efendim’e gittim, böyle oldu!” O ihvan kardeşimiz
ile sonradan görüştüğümüzde “Efendim bu hastalığa ‘git’ dedi. Bu
hastalık benden gitti.” dedi.
***
Edip Paşam benim kaynım olur. Hanımı ile annesi geçinemiyor-
lar. Bunlar geldiler, Efendim’e şikayetlerini ilettiler. Efendim:
˗ Bahaneler ile Edip Beyim’i üzmeyin! Üzerseniz o gider.
buyurdu. Yalnız Edip Paşam’ın kalpten, gözden, ciğerden, sinirler-
den rahatsızlıkları vardı. Kayınvalidem: