Page 239 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 239
Tasarruf 227
˗ Efendim müsaade buyurursanız akşam 20.30 otobüsü var-
mış. Dönüş için bilet almak istiyoruz. Başka da buradan To-
kat’a giden araba yok.
dedik. Bunun üzerine Hazret-i Pir aşçıya:
˗ Hasan Efendi, bu akşam yemeğini erken hazırlayın. Misa-
firlerimiz 20.30 arabasına yetişsinler.
buyurdu. Akşam yemeğini erken yedik. Akşam namazı kalabalık bir
cemaatle kılındı. Hazret-i Pir sohbet ettikten sonra yatsı namazını da
onun imamlığında kıldık. Sohbet nedeniyle yatsı namazına geç
başladı. Bu yüzden hem bende hem de Hakim Bey’de otobüsü
kaçırma endişesi hasıl oldu. Efendim namaza aniden kalkınca
yolculuk için izin de isteyemedik. Yatsı namazına başlamadan önce
kolumdaki saate baktım. Saat 19.55 idi. Duvardaki saat de 19.55’i
gösteriyordu. Namaz bitince Mübarek Hazret-i Pir geriye döndü,
önce duvardaki saate sonra da bize baktı ve tebessüm etti.
“Saatlerinize tekrar bakın” der gibiydi. Biz de saatlerimize ve
duvardaki saate tekrar baktığımızda saatlerin hâlâ 19.55 olduğuna
şahit olduk. Hem kol saatleri hem de duvar saati aynı zamanda
duramazdı. Demek ki Hazret-i Pir zamanı durdurmuş, yani yatsı
namazını bize zaman içinde zaman yaşatarak kıldırmıştı.
O an arabaya yetişeceğimiz için sevinelim mi yoksa daha önce
“geç kalacağız” diye endişelenip gaflete düştüğümüz için üzülelim
mi bilemedim. Hatmeden sonra Hazret-i Pir büyük oğlu, gönül ehli,
muhterem şehzademize:
˗ Vehbi, misafirleri garaja bırakıver.
deyince çok mahcup olduk. Garaja vardığımızda bizim bineceğimiz
20:30 otobüsü henüz gelmemişti.
***
Yıl 1982, aylardan Mayıs idi. Tokat Almus’ta çalışıyordum. Bir
gün evde eşimle beraber hatme yapacaktık. Çocuklara kenarda
oturup gözlerini kapatmalarını, sadece yirmi beş defa estağfurullah
demelerini ve gözlerini biz açın diyene kadar açmamalarını
söyledik. Hatme bittiğinde o zaman henüz altı yaşlarında olan kızım
Demet İffet heyecanlı bir şekilde: