Page 240 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 240
228 Gülden Bülbüllere
˗ Baba, Efendimiz’i gördüm, Efendimiz’i gördüm!
dedi. Ben:
˗ Hayırlar ola! Nasıl gördün yavrum?
diye sordum. O da:
˗ Efendimiz Ekim ayının yirmi altısında Muzaffer Amca ile
Almus’a, bize geleceğini söyledi.
dedi. Bunun üzerine ben:
˗ Muzaffer Hocam öğretmen. Ekim’in yirmi altısında da okul-
lar açık. O tarihlerde Yozgat’ın Akdağmadeni’nde görevi-
nin başında olur.
dedim. Çocuk hayal görmüştür diye düşündük. O tarihlerde cep
telefonu yoktu. Hazret-i Pir’in nerede olduğunu kimse bilmezdi,
bilenler de söylemezlerdi. Derken çocuğun “Efendim’iz Almus’a
gelecek” sözünü bir müddet sonra unuttuk tabii. Nihayet Ekim
ayının yirmi altısı olmuştu, ama bizim bundan haberimiz bile yoktu.
Almus’ta bir kamu kuruluşunda idarî personel olarak çalışıyor ve
çalıştığım dairenin üzerindeki lojmanda ikamet ediyordum. İki yıl
evvel intisab ettiğim Hazret-i Pir’in aşk ve muhabbeti ile dilimizden
dökülen kelamların ilk iki kıtasını birkaç gün evvel kaleme alıp
işyerimdeki masamın üzerindeki sümenin altına koymuştum:
Hakk’a senin özün doğru
Gezersin Niğde’yi, Bor’u
Bir de gelsen bize doğru
Gel gör ne viraneler var
Dolaştın Erzurum, Van’ ı
Ah sevdiğim canlar canı
Sormadın hâlimi hani
Gel gör ne biçareler var
Bu arada oturduğumuz lojmanı badanalattırmıştık ve işte o 26 Ekim
günü evin badana sonrası temizliğini yaptırırken memurumuz İsmet
Bey lojmana geldi ve Erzincan’dan bir misafirimizin geldiğini
söyledi. Hemen koşarak daireye vardığımda gördüm ki zamanın
Gavs-ul A’zam ve Kutb-ul Aktab’ı olan Abdurrahim Reyhan
Efendim Hazretleri muhterem eşleri Hacı Annemiz ve damatları