Page 236 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 236

224                                         Gülden Bülbüllere

                               Mehmet Demirok
            1981  yılı idi. Tokat/Almus’a yeni bir  hâkimin  tayin olduğunu
          söylediler.  Birkaç  daire amiri ile birlikte  adliyeye  hoş  geldiniz
          ziyaretine gittik. Gencecik, eli yüzü nurlu bir genç idi ve belli ki
          abdestli namazlı birisiydi. Sohbet esnasında nereli olduğunu sorduk.
          Aslen  Bayburtlu  olduğunu,  anne  ve  babasının  Ankara’da
          oturduklarını söyledi.
            Bizim çalıştığımız kurum binası da Hâkim Bey’in evi ile işyeri
          arasındaki  yolun  üzerinde  idi.  İşe  gidip  gelirken  bazen  daireye
          uğruyordu, bazen de sadece selam verip öyle adliyeye gidiyordu.
          Ailece tanıştıktan sonra gördüm ki horoz dövüştürüyordu. Kendisine
          bunun  iyi  bir  şey  olmadığını,  dövüştürülen  hayvanların  acı
          çekeceklerini,  ayrıca  horozlar  üzerine  bahisler  oynayanların
          olabileceğini ve bunun da mutlaka Allah indinde bir vebalinin ve
          günahının olacağını söyledim. Bunun üzerine bana “Bunu yaparken
          horozlar üzerinden kendisinin ve bir başkasının herhangi bir bahis
          oynamadığını  ve  oynatmadığını,  buna  asla  müsaade  etmediğini,
          horoz dövüşünün insanlara mücadeleyi ve sabrı öğrettiğine, onları
          kan  görmeye  alıştırdığına,  yani  cihada  hazırlık  açılarından  çok
          yararlı  olduğuna  inandığını,  ayrıca  Türkiye’de  horoz  dövüştüren
          insanlardan çoklarını da tanıdığını” söylemişti.
            Bir gün bana Samsun’da  horoz  dövüştürmeye  gideceğini  ve
          benim de kendisiyle gelmemi istediğini söyledi. Ben de:
              ˗  Erzincan’da Abdurrahim Reyhan Hazretleri var. Çok büyük
                 bir velidir, yani Allah dostlarındandır. İsterseniz Erzincan’a
                 gidip kendilerine danışalım. Eğer horoz dövüştürmenin bir
                 mahsuru olmadığını söylerse, o zaman dualarını alır, Sam-
                 sun’a gideriz.
          dedim. Hâkim bey de:
              ˗  Tamam! Zaten orada arkadaşlarım da var. Bu vesile ile on-
                 ları da görmüş olurum.
          dedi. Birlikte  cuma  günü mesai  çıkışı  bir  dolmuşa  binip  Tokat’a
          gittik. Oradan da Abdurrahim Reyhan Hazretleri’ni ziyaret etmek
          üzere Erzincan otobüsüne bindik. 1982 senesiydi ve yılın en soğuk
          günlerinden  13  Ocak’tı.  Gece  saat  03.00’de  Erzincan  otobüs
   231   232   233   234   235   236   237   238   239   240   241