Page 253 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 253
Tasarruf 241
Enver Şahin
Memuriyet hayatım boyunca yöneticilikler yaptım ve değişik il-
lerde görevlerde bulundum. 1980 İhtilali’nin akabinde Erzin-
can’daki bir kurumda yöneticilik yaparken bizi başka bir ilde “yö-
netici müdür” sıfatıyla görevlendirdiler. Ancak görevlendirildiğim il
istemediğimiz bir yerdi. Evimizi ve çocukları oraya götürmedim.
İçimde bunun bir ezikliği vardı, ama buna rağmen memuriyetten de
istifamı vermedim. Bu arada henüz o ile gitmeden önce “Oraya gi-
delim mi, gitmeyelim mi?” diye Hazret-i Pir’e danıştım. Efendim
“Beyim, seni Moskova’ya da sürseler git.” buyurdu.
Bu emir üzerine o vilayete gittim ve orada “yönetici müdür” ola-
rak kurumda görev yaptım. Ancak evden ayrı düşmem, ilimden ayrı
düşmem, büyüklerimizden ayrı düşmem beni çok üzüyordu. Bu yüz-
den zaman zaman bu işe sebeb olanlara çok kızıyor, onlar hakkında
olumsuz şeyler düşünüyordum.
Orada çalışırken bir gün gönlüme “Efendim, ben buralara niye
geldim ki? Benim herhangi bir suçum ya da kabahatim yok! Ama
bizi buraya ‘falanca adamlar’ diye gönderdiler?” şeklinde bir dü-
şünce geldi. Bunun üzerine bunu bize reva görenleri gönlümden
Efendim Hazretleri’ne havale ettim.
Hafta sonlarında Erzincan’a gidiyordum. Bir hafta sonu yine Er-
zincan’a gidip hatmeye katıldım. Hatme bitti, sular dağıtıldı, ama
halkadaki ihvanlar dağılmamışlardı. Abdurrahim Efendim ortalığa
hitaben “Beyim, gel affedelim.” buyurdu. Ben “Başka birisine emir
buyuruyordur” diye bu sözleri sahiplenmek istemedim. Aynı şeyi
ikinci sefer söyledi, fakat ben yine sahiplenmedim. Ancak kısa bir
müddet sonra bu sözlerin benimle ilgili olarak söylenildiği kanaatine
vardım. Çünkü bizim gönülden yaptığımız her türlü müracaatımız
Hazret-i Pîrimiz’e ayandır. O bizim gönlümüzü bilmektedir.
˗ Efendim, bizim ne haddimize! Siz affedin.
diyerek cevap verdim. Ancak Efendim:
˗ Hayır, sen affedeceksin.
buyurdular. Bunun üzerine ben: